DOLAR

32,5038$% 0.08

EURO

34,7826% -0.12

STERLİN

40,2943£% -1.04

GRAM ALTIN

2.496,26%0,50

ÇEYREK ALTIN

4.252,00%0,18

BİTCOİN

2101888฿%-0.26788

a
KARAMAN HABER
KARAMAN HABER
Hakan Uğur

Hakan Uğur

23 Mayıs 2020 Cumartesi

NALLIHANLI ADALET AĞAOĞLU NERELİ?

NALLIHANLI ADALET AĞAOĞLU NERELİ?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

NALLIHANLI ADALET AĞAOĞLU NERELİ?

“Saygıdeğer okuyucularımıza bu mecrada yazmış olduğum “Nallıhan Cendere Köyünden Saraya Uzanan Saltanat” başlıklı yazımıza göstermiş oldukları yoğun ilgiden dolayı teşekkür eder, hayırlı bayramlar dilerim.”

NALLIHANLI ADALET AĞAOĞLU NERELİ?

Hanımefendiye Allah’tan sağlıklı ve uzun bir ömür dilerim. Başlıktan da anlaşılacağı üzere aslen Nallıhan doğumlu olarak bildiğimiz Adalet hanımın nereli olduğuna dair kafamda birkaç soru oluştu. Sorunun kaynağı Eskişehir/Tepebaşı’nda bir sokak…

Sokağın ismi “Adalet Ağaoğlu”

Bu isim bir sokağa verilemez mi?

Elbette ki verilebilir fakat ata toprağımız olan Nallıhan’da doğup ünü Türkiye ve dünyaya yayılan; onlarca roman, öykü, tiyatro, anı, deneme yazarı ve birçok ödül sahibi Adalet Ağaoğlu’nun adı neden kendi ata topraklarında yaşatılmıyor?

Bu soruya cevap aramadan evvel önce Adalet hanımdan bahsedelim.

Adalet Ağaoğlu 23 Ekim 1929’da Nallıhan’da dünyaya geldi. Babası kasaba eşrafından kumaş tüccarı Hafız Mustafa Sümer’dir. Hafız Mustafa Bey’in dört çocuğu vardır ve  Adalet hanım bunlardan ikincisidir. Ağabeyi Dr. Cazip Sümer, kardeşleri Güner Sümer ve Ayhan Sümer…

Ailenin 1938 senesinde Adalet hanımın eğitimi için Nallıhan’dan Ankara’ya göç ettiğini biliyoruz. Rahmetli Ayhan Sümer bu göç hikâyesinden bahsederken hafız olan babasının dönemin kısıtlı şartlarında kız çocuğunu okutmak için yapmış olduğu fedakârlığı gururla anlatmaktadır.

Ankara’da eğitimine devam eden Adalet Ağaoğlu lise yıllarında şiir ile başladığı yazın hayatına roman, öykü, tiyatro, anı türlerinde eserler vererek birçok ödül aldı, adını dünyaya duyurdu. Şu sıralarda da kendi hayatı içerisinde Nallıhan’ı konu edindiği “Dayanışma” adında bir roman üzerinde çalıştığını, vermiş olduğu röportajlarından takip ediyoruz.

Gelelim biraz önceki sorumuza…

Adalet Ağaoğlu’nun adı neden kendi ata topraklarında yaşatılmıyor?

Dünya üzerinde yazılı olmayan bazı kurallar vardır. Bunlarda biri de ünü geniş kitlelere ulaşan sanatçıların doğup büyüdükleri topraklarda ebedi olarak yaşatılmasıdır.

Mesela dünyaca ünlü yazarlardan Franz Kafka olmadan Çekya’da bir Prag şehri, James Joyce olmadan İrlanda’da bir Dublin şehri, Dostoyevski olmadan Rusya’da bir Moskova şehri düşünülemez. Tıpkı Adalet Ağaoğlu olmadan Türkiye’de bir Nallıhan’ın düşünülemeyeceği gibi…

Bu ve buna benzer birçok şehir, yazarlarının üzerlerine inşa ettikleri maneviyatla anılıyorken Adalet hanımın isminin ata toprağından farklı bir mekânda yaşatılma gayreti boşunadır.

O halde neyi bekliyoruz?

Adalet hanım Nallıhanlıdır ve çok geç olmadan onun bizlere bırakmış olduğu eserleri gibi onun ismi de kendi topraklarında ölümsüzleştirilmelidir.

Saygıyla…

   Hakan UĞUR

Eğitimci / Yazar

Devamını Oku

Nallıhan Cendere Köyünden Saraya Uzanan Saltanat

Nallıhan Cendere Köyünden Saraya Uzanan Saltanat
1

BEĞENDİM

ABONE OL

CENDERE KÖYÜNDEN SARAYA UZANAN SALTANAT: ÇANDARLI AİLESİ

Anketlere ve sokak röportajlarına konu etmedik fakat zannediyorum ki ya ilgisizlikten ya da doğru bilgilendirilmemekten kaynaklı Nallıhan’lı hemşehrilerimce pek de bilinmez Çandarlı Ailesi.
Konumuzun özü 13. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna değin uzanır. Bilinir ki Moğol istilaları sonucu Türkiye Selçuklu Devleti’nin hükmü kalmamış, tüm Anadolu’da yerel güçler kendi aralarında üstünlük mücadelesi içine girişmişlerdir. Osmanoğulları Beyliği de bu yerel güçler arasındadır.

Çalışmamızda, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan hemen sonra Hüdavendigâr [Bursa] Sancağı’na dâhil ettiği Karahisar-ı Nallu [Nallıhan] Kasabası’ndan çıkarak ilk Osmanlı vezirlerinden olan Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa ve halefinde devlet hizmetine devam edecek olan Çandarlı Ailesini konu edindik.

Ailenin adı çeşitli kaynaklarda “Cenderi”, “Çenderi”, “Çandarlı”, “Cenderlü”, “Çandarlu” ve “Cendereli” olarak değişik şekillerde yazılmış olmakla beraber “Çandarlı” olarak okunuşu yaygınlık kazanmıştır. Ailenin reisi olarak karşımıza çıkan Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa, Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey henüz devletleşme sürecindeyken yanında ona güç veren isimlerden biri olmuştur. Osman Bey ile tanış olmaları ise Anadolu’da Ahi kültürünün önemli temsilcilerinden olan Şeyh Edebalı sayesindedir ki Çandarlı, Şeyh Edebalı ile bacanaktır. Aynı zamanda Şeyh, kızı Bala Hatun’u Osman Bey’e vererek onun beyliğini desteklemiştir.

Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa’dan sonra gelen oğulları ve torunları ise Ali Paşa, İbrahim Paşa, II. Halil Paşa ve II. İbrahim Paşalar devlet görevinde sadrazamlığa kadar yükselmiş ve tarihimizin uzunca bir döneminde isimleri zikredilmiştir. Bunlardan Ali Paşa’yı Yıldırım Bayezid’in hiddetle karar vermiş olduğu 1402 Ankara Savaşı’ndan vazgeçirmek için dil döken sadrazam olarak biliyoruz. Kararından vazgeçmeyen Yıldırım Bayezid bu savaşta Timur’a esir düşmüş, Sadrazam Ali Paşa ise Ankara’da vefat etmiştir.

İbrahim Paşa ise Sadrazam Ali Paşa’nın kardeşidir. İbrahim Paşa’yı II. Murat döneminde sadrazam olarak görüyoruz hem de saraya dünür olarak. İbrahim Paşa, oğlu Mahmut Çelebi’ye I. Mehmet’in kızı, II. Murat’ın kız kardeşi Hafsa Sultan’ı gelin almıştır. Saraya damat olan Mahmut Çelebi kısa süre sonra Bolu Beylerbeyi olmuştur.

İbrahim Paşa’nın diğer oğlu Çandarlı Halil Paşa 1439-1453 yılları arasında hem II. Murat’a hem de II. Mehmet’e [Fatih] sadrazamlık yapmıştır. Çandarlı Halil Paşa, Fatih’in çocukluğunda, ilk tahta çıkışında ve İstanbul’un fethi sürecindeki muhalefeti, aynı zamanda düşmanla işbirliği yapması gibi iddialarla fethin hemen ardından Fatih Sultan Mehmet tarafından idam ettirilmiştir. Çandarlı Halil Paşa bu anlamda Osmanlı tarihinde idam edilen ilk sadrazam olmuştur.

Gelelim Çandarlı ailesinin devlet işlerindeki son ferdine… Çandarlı Halil Paşa’nın oğlu II. İbrahim Paşa da Fatih’in oğlu II. Bayezid döneminde sadrazamlık yapmıştır. II. İbrahim Paşa, Çandarlı ailesinin ve devlet işlerinde ön plana çıkan son ferdi olmuştur.

 

Hakan UĞUR
Eğitimci / Yazar

Devamını Oku