34,3826$% -0.06
36,8549€% -0.01
44,4573£% -0.02
2.952,22%-0,53
4.959,00%-0,63
2802611฿%3.10334
18. Şubat. 2014. MERHABA
Nevzat TÜRKEL
Merhaba değerli okurlarım; bu sayıda ki yazımızda yine birkaç konuya yer vermek ve bu konulardaki görüşlerimizi siz değerli okurlarımızla paylaşmak istiyorum…
SONSUZLUĞA UĞURLADIK!
Nallıhan’ da büyük bir ismi, deyim yerindeyse dev bir Çınarı daha tarihin derinliklerine yolcu ettik. Nallıhan’ nın, Eymir köyünün yetiştirdiği müstesna kişiliklerinden biriydi İbrahim Sadi Öztürk. O bir tarihti, O bir cumhuriyet çocuğuydu, O bir Atatürkçüydü.
İbrahim Sadi Öztürk artık aramızda yok. Onu 13. Şubat 2013 Perşembe günü kaybettik, 14 Şubat 2014 Cuma günü, Cuma namazını müteakip Ankara Karşıyaka Mezarlığında toprağa verdik.
1920 yılında Eymir Köyünde başladığı hayat yolculuğunu 2014 yılında Ankara’ da tamamladı. 94 yıl süren bir yolculuk.
Çevremizde tanıdıklarımıza göre oldukça uzun bir ömür yaşadı. Ama O yaşamının her anını dolu dolu yaşadı ve ömrünü ulusuna, vatanına yararlı işlerle geçirdi.
Nahiye Müdürlüğü ile başladığı görevinde, çeşitli ilçelerde kaymakamlık yaptıktan sonra, 35 yaşında, ki döneminin en genç valisi olarak Maraş sonra Van ve Niğde Valiliklerinde bulundu. Daha sonra Maraş ilinde Belediye Başkanlığına seçildi. Belediye Başkanı iken, Maraş’ tan bağımsız milletvekili seçildi, CHP. sine geçti.
Maraş ilimize “Kahraman” unvanının verilmesinde önder oldu, çok etkin çalışmalar yaptı.
Daha sonra Ankara Senatörü seçildi. Bu dönemde Cumhurbaşkanlığına aday oldu.
Bunu kendisine sorduğumda şöyle anlatmıştı: “Bu bir öz güven idi, sonucu baştan belli olan bu girişimim bir tepki olduğu kadar, ( kendi kişiliğine güvenen)bir davranıştı.” demişti.
12 Eylül askeri dönemi sonrası Ankara’ da serbest avukatlık yaptı ve kitap yazmaya başladı. Tam sekiz kitap yazdı. Kitaplarından “Merhaba Köyüm, Merhaba Türkiyem” adında ki anı kitabı hem biz bölge insanına, hem de Türkiye’ de idarecilik yapacak yeni nesillere bir yol gösterici eser olarak belleklerimizde yerini aldı.
Evet, O artık aramızda yok. Ancak O cumhuriyetçi fikirleriyle, Atatürkçü fikirleriyle ve Kemalist yaşamıyla daima biz Nallıhanlılarla, Eymirlilerle birlikte olacak, birlikte yaşayacak.
Kendisiyle son 20 yıldır oldukça sık bir araya geldik ve görüştük. Bir araya gelemediğimizde haftada veya en geç 15 günde bir telefonla görüştük.
Son buluşmalarımızda, konuşmalarımızda sık sık ben Eymir’ e geleyim, hep birlikte Eski Köye çıkalım, yaylaya çıkalım, oraları son bir defa göreyim ve size de köyümü oralarda anlatayım diyordu. Ama bunun gerçekleşmeyeceğini sanıyorum ikimizde çok iyi biliyorduk. Zira İbrahim Amca çok yaşlanmıştı.
Ama ne olursa olsun, bu son arzu içimizde özlem olarak kaldı. Ama onun adına ben köylülerimle oraları O da yanımızda gibi dolaşacağız inşallah….
Evet, İbrahim Sadi Öztürk; biz Eymirliler olarak, Nallıhanlılar olarak sizinle hep gurur duyduk, onur duyduk. Seni unutmayacağız. Ebedi istirahatgahında rahat uyu, mekanın cennet olsun!.
NALLIHAN’ DA TAŞLAR YERİNE OTURDU!
Geçtiğimiz hafta içinde AK. Partinin Nallıhan Belediye Başkan adayının değişeceği konusunda duyumlar aldık. Açıkçası ben bunlara pek ihtimal vermiyordum. Bu saatten sonra aday değişmez diyordum. Yaptığım araştırmalar da bu yöndeydi.
Ancak haftanın son günü haber Nallıhan’ da adeta bomba gibi patladı. Seçim çalışmaları yapan AK. Parti adayı Mehmet Mete’ nin yerine, Nallıhan’ ın sevilen siyasetçilerinden, halen İl Genel Meclisi üyesi olan, İsmail Öntaş, AK. Parti genel merkezi tarafından Nallıhan Belediye Başkan adayı olarak açıklandı ve çalışmalara başladı.
AK. Partide İsmail Öntaş’ ın aday gösterilmesi, dengeleri bir anda değiştiriverdi. Yapılan veya öngörülen hesaplar bir anda alt üst oldu.
Bu değişime kadar Nallıhan genelinde ki genel görünüş, geçtiğimiz sayıda yazdığım gibi üç parti de birbirine çok yakındı. İlk sıra AK. Parti ve CHP.arasında gidip geliyordu. Bizde dengeler her an değişebilir diye üşünüyorduk.
Ama dengeleri İsmail Öntaş’ ın aday yapılması bir anda değiştirdi.
Haberin patladığının ertesi günü olan, 17 Şubat 2014 Pazartesi günü Nallıhan pazarı olması dolayısı ile pek çok köylü, kentli vatandaşımızla görüşme olanağı bulduk. Pek çok muhtarımızla görüştük. Aldığımız ilk izlenimler, İsmail Öntaş’ ın bu işe layık olduğu ve seçimleri AK. Partinin İsmail Öntaş ile kazanacağı yönündeydi.
Bizim kişisel görüşümüz de o yönde; ama biliyoruz ki seçimler sandıkta kazanılıyor. Oylar sandığa girip sayım döküm yapılmayınca seçimi kazandık denemez. Önümüzde de 40 günü aşkın bir süre var. Kısacası köprülerin altından daha çok sular akacak. Bu sular neyi getirip, neyi götürecek, bekleyip göreceğiz.
Bizim gördüğümüz kadarıyla Nallıhanlıların büyük çoğunluğu İsmail Öntaş’ ın adaylığından memnun. Bizde hayırlı olsun diyelim ve İsmail Öntaş kardeşimiz ile birlikte Belediye Başkan adayı olan diğer arkadaşlarımıza da başarılar dileyelim.
BİRAZ TEBESSÜM!
Ali 3. sınıfa giden zeki bir çocuktur.
Bir gün öğretmeni Ali’ye ‘Siyaset’ nedir diye sorar.
Ali düşünür ama o çocuk aklıyla cevap veremez….
Eve gider kitaplara bakar ama hiçbir şey anlayamaz.
O da babasına sormaya karar verir.
-Baba, siyaset nedir?
-Baba düşünür. Ali’ye uygun bir yolla anlatmak ister.
-Oğlum, bu evde parayı getiren kim?
-Sen…
-Ben kapitalist rejimim.
-Peki, parayı alıp bizim yiyecek içecek ve giyecek gibi ihtiyaçlarımızı karşılayan kim ?
-Annem…
-O da hükümet.
-Peki, küçük kardeşinle kim ilgileniyor?
-Dadım…
-Dadın işçi, kardeşin gelecek, sen de halksın o zaman.
Ali her şeyi not alır ve uyur.
Gece garip seslerle uyanır.
Bir de bakar ki kardeşi ağlıyor.
Yanına gidince altına pislediğini anlar.
Hemen annesini kaldırmaya gider.
Ama ne yaparsa yapsın anne kalkmaz.
Bu arada salondan gelen sesleri merak eder ve salona gider.
Babasıyla dadısını uygunsuz yakalayan Ali’ nin ağzından aynen şu kelimeler dökülür:
Kapitalist rejim işçiyi sömürüyor, hükümet uyuyor, gelecek bok içinde, halk ne yapsın?
NOT: Bu fıkra yılın fıkrası seçilmiştir. Bu fıkrayı bizimle paylaşan Bursa Yenişehir’ den sevgili okurumuz ve yeğenimiz Sayın Ümit Atasoy’ a teşekkür ediyoruz.
Saygılarımla..E Mail Adresi: nevzat-turkel@hotmail.com GSM: 0506 865 28 53
Not: Bu yazı 18. Şubat. 2014 tarihli “ Nallıhan’ ın Sesi “ Gazetesinde yayınlanmıştır.
SONSUZLUĞA UĞURLADIK!