34,2703$% 0.03
37,4273€% 0.04
44,8341£% 0.11
2.918,66%0,05
4.930,00%0,10
2259420฿%5.33305
Kocaeli’nin Gebze ilçesinde Teknofest kapsamında düzenlenen Robotaksi-Binek Otonom Araç Yarışması’na üniversite öğrencilerinin tasarladığı 1989 model Serçe damga vurdu.
Kocaeli’nin Gebze ilçesi Bilişim Vadisi’nde Teknofest kapsamında gerçekleştirilen Robotaksi-Binek Otonom Araç Yarışması birbirinden farklı özelliklere sahip araçların katılımıyla başladı. Bu araçlardan en çok dikkat çekeni ise Bülent Ecevit Üniversitesi Karaelmas takımının tasarladığı otomobil oldu. Üniversite öğrencileri yarışmaya farklılık katabilmek amacıyla hurda halde satın aldıkları 1989 model Serçe’yi 5 aylık bir sürecin ardından elektrikli ve sürücüsüz bir otomobile dönüştürdü. Kendilerine hiçbir sponsor bulamayan ve aracı bu hale kendi imkanlarıyla getirdiklerini söyleyen gençler, geliştirdikleri yazılım ile otomobilin sürücüsüz bir şekilde gidebilmesini sağladı. Daha kaliteli ekipmanlarla daha güzel işler başarabileceklerine inanan gençler, bunu başarabilmek için sponsor desteğine ihtiyaç duyuyor.
Karaelmas ekibinin 8 üniversite ve 14 lise öğrencisinden oluştuğunu söyleyen Bülent Ecevit Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencisi Ahmet Köse, “Biz geçen sene de yarışmaya katılmıştık. Geçen sene kendimiz hazır demir profillerden bir araç yapmıştık. Daha sonra yeniden bu yarışmaya katılacağımız sırada internetten araba araştırıyorduk. Bir anda karşımızda klasik model bir Serçe taksisi gördük, sarı renkte üstü beyaz. Dedik ki, ‘Madem Robotaksi yarışmasına hazırlanıyoruz, neden böyle bir şey yapmayalım?’ Taksi içinde insanları taşıyabilen, bu pisti tamamlaması gereken, bu ülkeye hizmet etmesi gereken büyük bir araç olması lazım, gerçek trafik yollarında gidebilmesi için” dedi.
“Çürümüş, paslanmış bir vaziyetteydi”
Bu aracı sanayinin bir köşesinde hurda olarak bulduklarını kaydeden Köse, “Çürümüş, paslanmış bir vaziyette, lacivert bir renkte ve gayet kötüydü durumu.
Biz buna uzaktan bakınca gerçekten internette gördüğümüz aracı gözümüzle gördük. ‘Bunu alalım, bu konsepte uyarlayalım, taksi yapalım’ dedik. Adı da robotaksi oldu. Sarıya boyadık, etrafına damaları koyduk, taksi formu vermeye çalıştık. Elektrikli hale getirdik bu arabayı. Daha sonra elektrikli arabayı otonom şekle getirdik.
Üzerine koyduğumuz kameralarla, sensörlerle, elektrik motoruyla, motor sürücüleriyle, bataryalarla, akülerle, her şeyiyle elektrikli ve otonom bir hale getirdik bu arabayı. Daha sonrasında buraya yarışmaya kadar geldi, finale geldik. Buradan sonra piste geçeceğiz” diye konuştu.
“Bunu sadece sanayiden çıkarmak neredeyse 3 ayımızı aldı”
1989 model hurda bir arabanın elektrikli araç haline geldiğini görenlerin çok duygulandığını söyleyen Köse, “Bu aracı buradaki diğer yarışmacı arkadaşlarımızdan ayıran özellik daha büyük olması ve dışarıdan göründüğünde dikkat çekici olması.
Çünkü, biz bu aracı eski bir model olarak kullandık. Daha önceden Serçe kullanan insanlar geldiği zaman bu arabayı gördüklerinde maziyi yaşıyorlar. 1989 model hurda bir arabanın elektrikli olduğunu görünce duygulanıyorlar. 5 ay gibi bir sürecimizi aldı bu arabayı yapmak.
Bunu sadece sanayiden çıkarmak neredeyse 3 ayımızı aldı. Bütün kaportası, montaj yapmamız, elektronik sistemi üzerine koymamız, yazılımcılara teslim etmemiz 3 ayımızı aldı. Yazılımcılar da bunu 2 ayda buraya getirmemizi sağlayan yazılımı koydu. Buraya geldik, şeritleri okumakta güçlük çekmiyoruz ama güneşli havalarda biraz güçlük çekiyoruz.
Çünkü güneş biraz gölge düşürüyor piste ve gölgeleri de şerit gibi algılıyoruz. Bu konuda biraz sıkıntı çekiyoruz. Sensörlerimizin biraz kalitesiz olmasından kaynaklanan bir şey bu. O kadar fazla bir maddi yardım bulamadık” şeklinde konuştu.
“Biz çok zorlu süreçlerde çalıştık”
Karaelmas takımı olarak bu sene Teknofest’te pek çok farklı kategoride yarıştıklarını kaydeden Bülent Ecevit Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 3. sınıf öğrencisi Semih Kökçü ise, “Yazılımımızda iki adet kamera kullanmaktayız. bir adet kameramız şerit takibi yaparken diğer kameramız levhaları tanımakta.
Bu ikisini birleştirip gelen verileri işleyerek sürüş kontrol bilgisayarımıza göndermekte. Sürüş kontrol bilgisayarımız bir elektronik karttan oluşuyor. Bu elektronik kartı kendimiz tasarladık, kendimiz bastırdık. Tamamen kendi üretimimiz. Bu şekilde aracımız pisti tamamlamayı deneyecek.
Biz çok zorlu süreçlerde çalıştık. Pandemi sürecinde evimizden geldik. Bir sponsorumuz yok. Çok zorlu şartlar altında çalışıyorduk. Kendi imkanlarımızla yarışma konseptine uygun bir araç tasarladık. Yazılımlarını üretmeye çalıştık. Bu süreçte ekip arkadaşlarıma, hocalarımıza çok teşekkür ediyorum.
Hepsi bizim yanımızda oldu. Biz pek çok yerde sponsorluk için görüştük fakat olumlu cevaplar alamadık. Biz de kendimizi gösterebilmek, bir şeyler yapabildiğimizi kanıtlayabilmek için kendi imkanlarımızla çok ucuz kameralarla çok basite indirgeyerek güzel bir şekilde aracımızı ortaya çıkarmaya çalıştık. Diğer takımlarda çok kaliteli sensörler kullanılmakta. Biz destek aldığımız sürece yazılımımızı geliştirmeye devam edeceğiz.
Farklı sensörler, farklı teknolojiler kullanmaya devam edeceğiz. Bu sene elimizdeki imkanlarla bu şekilde başardık. Umarım daha iyisi olacak” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı Demir: “Artık dünya otonom, insansız bir dünyaya doğru gidiyor”