34,3723$% -0.05
36,8644€% 0.01
44,4148£% -0.09
2.962,74%-0,16
4.982,00%-0,10
2765172฿%5.05974
Türkiye’nin yapay zeka stratejisi tanıtım programında konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 2025 yılında yapay zeka teknolojilerinin milli hasılaya katkısını yüzde 5’e çıkarmayı hedeflediklerini söyleyerek, Türkiye’nin uluslararası yapay zeka endekslerinde ilk 20 içinde yer almasını amaçladıklarını vurguladı.
Türkiye’nin yapay zeka stratejisi Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunan Bilişim Vadisi’nde tanıtıldı. Program, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç’un sunumu ile başladı.
“Türkiye olarak kaybedecek vaktimiz yok”
‘Müreffeh bir Türkiye için çevik ve sürdürülebilir yapay zeka ekosis-temiyle küresel ölçekte değer üretmek’ vizyonuyla 2021-2025 Ulusal Yapay Zeka Stratejisini hazırladıklarını söyleyen Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç, “On Birinci Kalkınma Planı ve Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programları doğrultusunda hazırladığımız stratejimizin odağına 3 temel yetkinlik alanını aldık: Kaliteli veri, İleri beceriler, Teknik altyapı. Türkiye olarak kaybedecek vaktimiz yok. Teknolojiyi takip eden değil, teknolojiye yön veren bir ülke olmalıyız. Bunu da özel sektörün dinamizmini, üniversitelerin bilimsel yaklaşımını ve sivil toplum kuruluşlarının kapsayıcı bakış açısını harmanlayarak başarabiliriz. Stratejimizin ana özelliği katılımcı ve kapsayıcı olmasıdır” dedi.
“En verimli şekilde faydalandık”
Bu belgeyi hazırlarken kamu, üniversite, özel sektör ve STK’larla yoğun görüş alışverişinde bulunduklarının altını çizen Koç, “İlgili tüm uluslararası organizasyonlardan ve farklı disiplinlerdeki uzmanların değerlendirmelerinden en verimli şekilde faydalandık. Kalkınma hedeflerimizin temel taşlardan biri olacak bu dokümanın bir diğer özelliği; üst düzey yapay zeka politika ve stratejileriyle eşgüdüm içerisinde hazırlanmış olması. Cumhurbaşkanlığı Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu’nun hazırlamakta olduğu Yapay Zeka Teknoloji Yol Haritası da stratejimizin ana hatlarından oluşuyor. 2021-2025 Ulusal Yapay Zeka Stratejimizin ülkemize, milletimize ve tüm paydaşlarımıza hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Destekleri ve iş birliğinden dolayı Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank’a, belgenin hazırlanmasında emeği geçen tüm paydaşlara şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.
“Önümüzdeki 5 yılda bu teknolojilerin pazar büyüklüğü 2 katına çıkacak”
Yapay zeka teknolojilerinin uygulama alanlarının her geçen gün arttığını vurgulayan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise “Özellikle kendini tekrarlayan ve yoğun hesaplama gerektiren sektörlerde bu teknolojiler bizlere büyük kolaylıklar sağlıyor. Yapay zeka teknolojilerinin küresel ekonomi üzerinde internet devriminden bile daha büyük bir etki oluşturacağı öngörülüyor. Bildiğiniz üzere, zaten büyük bir hızla yaşanan dijitalleşme süreci, korona virüs salgının etkisiyle daha da hızlandı. Bu süreçte mecburen uygulanan sosyal mesafe kısıtları, iletişim ve yapay zeka uygulamalarının kullanımını kat be kat artırdı.
Çok yakın bir gelecekte yapay zekaya sahip teknolojiler ekonomik ve sosyal hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olacak. 2020 yılında dünya genelindeki yapay zeka harcamaları yaklaşık 50 milyar dolar olarak tahmin ediliyor ve önümüzdeki 5 yılda bu teknolojilerin pazar büyüklüğü 2 katına çıkacak. Yapay zekanın 2030 yılına kadar küresel ekonomiye 13 ila 16 trilyon dolar katkı yapması ve yüzde 13 civarında bir büyüme sağlaması bekleniyor” şeklinde konuştu.
“Teknolojik değişime direnmek yerine onu benimsemek ve yönetmek tek akılcı yoldur”
Bu teknolojilerin insan hayatına daha yaygın bir şekilde girdikçe bazı işlere ve hizmetlere duyulan ihtiyacın giderek azalacağını dile getiren Bakan Varank, şu ifadeleri kullandı:
“Bu nedenle hemen her ülkede yapay zeka ve robotik teknolojilerinin yaygın bir işsizlik doğuracağı kaygısı hakim.
Tabi bu kaygılar, dar bir bakış açısıyla yapılan değerlendirmelerin ürünü. Geçenlerde bir muhalefet milletvekili bana bir soru önergesi göndermiş. Yapay zeka teknolojilerinin kullanımı ile kaç kişinin işsiz kalmasının öngörüldüğünü sormuş. Bu eksik bakış açısı, kaybolan işlerin yerini yenilikçi düşünce ve bilgi gerektiren çok daha fazla işlerin alacağını göz ardı ediyor.
Teknoloji ve endüstri tarihini incelediğimizde, kaybolan ve yeni ortaya çıkan işlerin sayısız örneklerinin olduğunu görüyoruz. Gelecekte de bu sürecin aynı şekilde devam edeceği aşikar. Bu yüzden teknolojik değişime direnmek yerine onu benimsemek ve yönetmek tek akılcı yoldur. Çünkü bu yarışta geride kalan ülkeler mevcut ekonomik birikimlerini de kaybetme riskiyle karşı karşıyalar”
“Ülkemizin uluslararası yapay zeka endekslerinde ilk 20 içinde yer almasını amaçlıyoruz”
Bu belgeyle birlikte Türkiye’nin, yapay zeka alanında strateji yayımlayan sayılı ülkeler arasında yerini aldığını vurgulayan Bakan Varank, “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu ile hazırladığımız Sanayi ve Teknoloji Stratejimizde yıkıcı teknolojilerin gelişimi için özel başlıkları zaten belirlemiştik.
Ülkemizi kritik teknolojilerin pazarı değil, üreticisi konumuna getirecek kapsamlı politikaları bu anlayış çerçevesinde uyguluyoruz. Şimdi yapay zeka stratejimiz ile bunu daha da ileri taşıyacak adımları atacağız. 2025 yılında yapay zeka teknolojilerinin milli hasılamıza katkısını yüzde 5’e çıkarmayı hedefliyoruz. Bunun yanında ülkemizin uluslararası yapay zeka endekslerinde ilk 20 içinde yer almasını amaçlıyoruz.
Buna yönelik hamlelerimizi yapacağız. Tabi bu hedefleri gerçekleştirebilmenin birinci şartı, yapay zeka teknolojilerine yön verecek nitelikli insan kaynağına sahip olmaktan geçiyor. 2025 yılında bu alandaki istihdamın en az 50 bine ulaşmasını istiyoruz. Bu nedenle nitelikli insan kaynağının yetişmesi için çok önemli tedbirler belirledik” diye konuştu.
“Teknoloji geliştirme bölgelerinin sayısını 5’ten 88’e çıkardık”
Ar-Ge konusunda gerek altyapı, gerekse proje bazlı destekleriyle özel sektörün yatırım yapmasını teşvik ettiklerini aktaran Bakan Varank, sözlerini şöyle noktaladı: “Teknoloji geliştirme bölgelerinin sayısını 5’ten 88’e çıkardık.
Yerinde Ar-Ge ve tasarım merkezleri uygulamasını başlattık. Bugün itibarıyla bin 593 Ar-Ge ve tasarım merkezimiz bulunuyor. Bu altyapılarla, araştırmacılar, girişimciler, işletmeler, yatırımcılar ve üniversiteler arasında ciddi bir sinerji oluşturuyoruz. Bunun yanında, TÜBİTAK, KOSGEB ve kalkınma ajanslarımız vasıtasıyla çok çeşitli programlar uyguluyor, işletmelerimizin Ar-Ge odaklı projelerini destekliyoruz.
Yapay zeka kullanımının hızlanarak devam edeceği bilinse de, bu sürecin sosyal ve ekonomik etkilerinin nasıl şekilleneceği hususu hala belirsiz. Bu nedenle stratejimizde deneyen, keşfeden, öğrenen ve bu doğrultuda kendisini sürekli güncelleyen bir ekosistemin oluşturulmasını hedefledik. Bu dönüşüm sürecinden sosyo-ekonomik yapımızın olumsuz etkilenmemesi gerektiğinin farkındayız. Uygulama süreçlerini de bu hassasiyetleri göz önünde bulunduracak şekilde tasarladık.
Katılımcı bir yaklaşımla hazırladığımız Ulusal Yapay Zeka stratejimize ilgili tüm tarafların fikir ve önerilerini dahil etmeye önem gösterdik. Bunun yanında, uygulamayı koordine edecek, tüm süreci ve etkilerini takip edecek, gerektiğinde düzeltici önlemler alacak kapsamlı bir yönetişim mekanizması tasarladık. İnşallah bu strateji sayesinde, önümüzdeki dönemde yapay zeka uygulamalarıyla ülkemizde veriden daha fazla değer üretildiğine hep birlikte şahit olacağız. Ben stratejinin ülkemizin yapay zeka ekosistemini geliştireceğine ve küresel rekabetçiliğimize büyük katkılar yapacağına inanıyorum”
Teknosa, İstanbul’daki 37’nci mağazasını açtı