Op. Dr. Esra Çabuk Cömert: “Kanser tedavisinde doğurganlığı korumak mümkün”

Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Esra Çabuk Cömert, önemli hastalıklar içinde yer alan kanserin en olumsuz tesir gösterdiği alanlardan birinin de doğurganlık seviyesi olduğunu belirtti.
İnsan hayatını tehdit eden önemli bir hastalık olarak kanserde, tedavi sürecinde erkek ve bayan üreme hücreleri olan yumurta ve spermler, kemoterapi ve radyoterapi esnasında yok olabiliyor.
Bununla birlikte üreme yapılarında da önemli hasarlar meydana geliyor. Bilhassa hastaların psikolojisi üzerinde olumsuz sonuçlara yol açan kanser ve devamında gelen kemoterapi sürecinin doğurganlık seviyesini azalttığı kabul görülüyor. Bayan hastalıkları, tüp bebek ve gebelikle ilgili süreçler alanında uzman bir isim olan Op. Dr. Esra Çabuk Cömert, son yıllarda bilim dünyasında bu bahiste kaydedilen gelişmelere dikkat çekerek, kanser sürecinde olan şahıslarda doğurganlığın korunabildiğini söz etti.

“Kanser tedavisine başlayan bir kişi, gerekli uygulamaların yapılması durumunda doğurganlığı koruyabilir”
Op.


Dr. Esra Çabuk Cömert, hususla ilgili olarak “Kanser elbette ki önemli bir rahatsızlık ve farklı kanser tiplerine yakalanan beşerler, tedavi sürecinde birtakım zorluklarla karşılaşıyor. Fakat kansere yakalanan bir kişinin, doğurganlığın büsbütün sona erdiği üzere bir yaklaşıma sahip olması yanlış. Kanser tedavisine başlayan bir kişi, gerekli uygulamaların yapılması durumunda doğurganlığı koruyabilir. Kolay bir halde anlatmak gerekirse artık, yumurta ve sperm hücrelerinin dondurulması ve tedavinin akabinde üremeyi olumsuz etkileyen durumlardan kurtularak, doğurganlığın korunmasını sağlayabiliyoruz” dedi.

Fertilite prezervasyonu ile doğurganlık korunuyor
Bu tekniğin fertilite prezervasyonu olduğunu tabir eden Cömert, bu uygulamanın hastaların yaşına, tedavi tekniğine, vakte ve üreme hücrelerinin durumuna nazaran yapıldığını aktardı.


Fertilite prezervasyonunda farklı tekniklerin uygulandığını tabir eden Op. Dr. Esra Çabuk Cömert, bu usuller ortasında kanser tedavisinden evvel sperm/testis dokusu alınması, embriyo ya da yumurta hücresinin dondurulması, yumurtalık dokusunun dondurulması üzere üç farklı alternatif olduğunu belirtti. Kanser hastalarında doğurganlığın korunması ismine, onkolog, ürolog ve endokrinolog ortasında tesirli bir bağlantı olmasının, sonucun olumlu olması için değerli olduğunu belirten Cömert, bu sürecin multidisipliner bir bakış açısı ile ele alınması gerektiğini kaydetti.

“Çocuk sahibi olma ümidinizi asla kaybetmeyin”
Doğurganlığın korunması ismine dünya genelinde uygulanan yenilikçi tekniklerle, çocuk sahibi olamayan anne babaların artık daha umutlu olduğu belirten Op. Dr. Esra Çabuk Cömert, hususla ilgili olarak “Kanser hastaları, bu vakte kadar ne yazık ki birçok çiftin en büyük hayali olan çocuk sahibi olma konusunu önceliklerinden çıkardı ve kanser tedavisi üzere, ruhsal olarak önemli tesirleri olan bir periyotta bu hayallerini erteledi.


Fertilite prezervasyonu seçeneklerini artık, kliniğimize gelen kanser hastalarına sunuyoruz. Farklı ünitelerle birlikte, multidisipliner bir çalışma sergileyerek ve hastalara doğurganlığın korunması konusunda tüm seçenekleri sunarak, en âlâ sonucu almaya çalışıyoruz” tabirlerini kullandı.
Cömert, kemoterapi ya da radyoterapi tedavisi alacak, çocuk sahibi olmak isteyen hastaların, bu yeni tedavi tekniği ile çocuk sahibi olma bahtlarının sürdüğünü belirterek, onlara umutlu ve olumlu olmaları davetinde bulundu.