“Kırık diş tedavi edilmezse apseye davetiye çıkarabilir”

Dr. Öğr. Üyesi Ceyda Gündoğdu, “Diş sıkma, gıcırdatma üzere alışkanlar vakitle dişlerin kırılmasına neden olabilir. Diş kırıldıktan çabucak sonra, hasta şayet parçayı bulabilirse, kırık parçayı süt yahut içme suyunda koruma ederek bir an evvel diş doktoruna başvurmalıdır. Tedavi edilmeyen kırıklar dişlerde enflamasyonun artması ile dişin canlılığını kaybetmesine yol açabilir, çene ve yüzde apseler oluşturabilir” dedi.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Restoratif Diş Tedavisi Anabilim kolu Dr. Öğretim Üyesi Ceyda Gündoğdu, toplumda sıklıkla görülen diş kırıklarına karşı kıymetli ihtarlarda bulundu.

Dr. Öğr. Üyesi Gündoğdu, “Diş kırıkları birçok sebepten kaynaklı olan, her yaşta ve cinsiyette izlenebilen dişin bütünlüğünün kaybıdır. Hastalar bu durumu ağız içerisinde sert, çözünemeyen bir cisim hissettiklerinde ya da modülün fırladığını gördüğünde fark eder. Diş kırıkları denildiğinde birinci anda akla gelen travmalardır; araç kazaları, düşme ya da dişlere gelen ani çok kuvvetler sonucu dişler kırılabilir. Bu duruma ek olarak diş sıkma, gıcırdatma üzere alışkanlar vakit içerisinde diş yapısının zayıflamasına ve rutin işlev anında dahi dişlerin kırılmasına neden olabilir” dedi.

“Kırık kesim süt yahut içme suyunda saklanmalı”
Diyet sırasında alınan besinlerin sıcaklığının diş sıhhati için kıymetine işaret eden Dr. Öğr.


Üyesi Gündoğdu, “Gıdaların arka arda alımı sırasında oluşan sıcaklık farkı, dişlerde çatlak ve kırıklara yol açabilir. Kanal tedavisi yapılmış, üzerinde büyük dolgusu yahut çürük kavitesi olan dişler sağlıklı dişlere kıyasla kırılmaya daha yatkındır. Bu tip dişler rutin beslenme anında da çok kuvvetler olmadan kırılabilir. Dişler travma üzere sebeplerle kırıldığında hastaların tabibe başvurma suratı tedavinin muvaffakiyetinde hayli değerlidir. Diş kırıldıktan çabucak sonra, hastalar parçayı bulabilirse baskı uygulamadan, fırçalamadan yahut diş yüzeyini temizlemeden kırık parçayı süt yahut içme suyunda koruma ederek bir an evvel diş doktorlarına başvurmalıdır. Tabibe başvurma mühletinin çok uzun olması kırık dişlerin tedavisinde daha komplike tedavilere gereksinim duyulmasına yol açabilir” halinde konuştu.

“Tedavi edilmezse dişin canlılığı kaybolabilir”
Diş kırıklarının tedavisinde birinci adımın kırığın tipini ve derinliğinin tespiti olduğunu belirten Gündoğdu, “Kırıkların tiplerine nazaran yapılan tedavinin biçimi de değişir.

Dişlerde gerçekleşen ufak kırıklar, şayet hastanın kırık modülü yanındaysa kırık modülün yapıştırılması ile tedavi edilebilir. Kırılan dişin modülü mevcut değilse estetik gereçlerle restore edilebilir. Daha derin ve onarılamayan kırıklarda kuron uygulamaları, yaprak lamina uygulamaları ile dişlerin yapısal bütünlüğünün korunması ve estetiğin onarılması da sağlanabilir. Tedavi edilmeyen kırıklar dişlerde enflamasyonun artması ile dişin canlılığını kaybetmesine yol açabilir.

Canlılığını kaybetmiş dişler ilgili bölgede enfeksiyon oluşturarak çene ve yüz bölgesinde apseler oluşturabilir. Kırık dişlerin onarılmayarak işlev halinde kullanılması kırıkların ilerlemesine, dişlerin onarılmaz hale gelerek bu sürecin çekim ile sonlanmasına neden olabilir” sözlerini kullandı.