Brüksel Büyükelçisi Hasan Ulusoy öğrencilere kariyer tavsiyelerinde bulundu

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Memleketler arası Münasebetler Bölümü’nün düzenlediği çevrim içi konferansa katılan Türkiye’nin Brüksel Büyükelçisi Hasan Ulusoy, sorularını yanıtladığı öğrencilere meslekleri açısından tavsiyelerde bulundu.
Teams yazılımı üzerinden gerçekleştirilen “Bir Meslek Olarak Diplomasi” isimli konferansta Türkiye’nin Brüksel Büyükelçisi Hasan Ulusoy öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Büyükelçi Ulusoy, bir meslek olarak diplomasiyi ele alarak, öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu:
“Bu meslekte 30 yılımı tamamladım.
Her anında bir şeyler öğrendiğiniz fakat fedakârlık isteyen bir meslek. Akademik çalışmalarınızı hiçbir vakit bırakmayın; mesleğinizde sizlere farklı perspektifler katacaktır. Okuduğunuz kitaplardaki her satır gelecekte size çok yarar sağlayacaktır. Öğrendiğiniz her bilgi gelecekte size yarar getirecektir. Diplomasi olumlu perspektiften bakıldığında ülkelerin birbirlerini anlamak için kullandıkları bir yoldur. İşin özünde diplomasinin gayesi ülkeler ortası münasebetleri düzenlemektir.”

“Öğrenciler şimdiden meslek gayelerini belirlemeli ve gerçek karar vermelidirler”
Bir diplomatta olması gereken özelliklere değinen Ulusoy, “En kıymetlisi devlete, vatana, millete bağlılıktır.


Sonrasında kararlılık, sabır, her türlü şartta yaşama kabiliyeti, uygun birikimdir. Hiçbir meslek kolay değildir. Öğrenmeden, tecrübe sahibi olmadan büyükelçi olmakta zorlanırsınız. Bu meslekte dünyanın her yerinde çalışıyor ve çeşitli zorluklarla karşılaşıyorsunuz. Bu nedenle siz öğrenciler şimdiden meslek amaçlarınızı belirleyip hakikat karar vermelisiniz. Kendinizden emin olmadan bu mesleğe girmeniz hakikat olmaz” dedi.

“Ekonomi, kültür, toplumsal bağlar her vakit için diplomaside artı puanlar getirir”
Söyleşide ülkeler ortası ilgilere de değinen Ulusoy, kelamlarına şöyle devam etti:
“Günümüzde demokratik toplumlarda halkların belirleyiciliği, insanların gönlünü kazanmak ve halklar arası
münasebetleri güçlendirmek, ülkeler ortası dış siyasetleri da belirliyor.




Demokratik ülkelerde bu böyledir. İktisat, kültür, toplumsal bağlar her vakit için diplomaside artı puanlar getirir; iki ülke insanlarının birbirlerini tanımasını sağlar. İşin akademik boyutundan bakıldığında ‘sosyal inşacılık’ ya da ‘sosyal yapılandırmacılık’ bugün dış siyaset ve memleketler arası bağlarda kabul edilen, öne çıkan bir ekoldür. O ülkenin sizi nasıl gördüğünü, algıladığını ve tanımladığını siz anlayabilirseniz ona nazaran daha uygun siyasetler belirleyebilirsiniz. Bu da o ülkenin esasen dış dünyaya bakışını belirleyen kimliğinin tahlil edilmesini gerektirir. Ben bunu her vakit savunan bir diplomatım. İnsanlarımızı bir ülkeye yolladığımızda o ülkenin Türkiye’ye bakış açısını anlamamız öncelikle ehemmiyet kazanıyor. Her ülke kimlik olgusu bağlamında oluşturduğu algılarla diğer ülkeleri tanımlıyor. Onu çözmeden herkese birebir politikayı uygulamak güç olabilir. Biz diplomatlar olarak gittiğimiz ülkelerde öncelikle o ülkenin kendi ülkenize bakışını ve dünyaya bakışını tahlil etmek zorundayız. Onu yaptığınız vakit aslında alakaları daha güzel düzenlemek mümkün olabiliyor. Bugün okuduklarınız gelecekte yapacağınız meslekte size kesinlikle yarar sağlayacaktır.”

“Ortak geleceğimizi belirleyecek olan siyasetlerin birlikte alınması gerekiyor”
Yeni dünya sistemi ve geleceği belirleyecek olan siyasetlerin kıymetine de değinen Ulusoy, “Bu pandemi devrinde insanların sorumluluk sahibi olarak hareket ederek ortak geleceğimizi belirleyecek siyasetleri birlikte alması gerekiyor.


Devletlerin bencilce davranıp tek başlarına kararlar aldığı bir ortamda maalesef sonları aşan insani krizler ortaya çıkıyor ve meseleler katlanarak büyüyor. Nedir sonu aşan insani krizler? Salgınlar, ekolojik bozulmalar, sistemsiz göç ve mülteci akınları. Bir ülkede yapılar bozulduğu, demokratik yönetişim ve insani kıymetler kaybolduğunda, yoksulluk insani kriz haline geldiğinde beşerler öbür ülkelere göç ediyorlar, mülteci oluyorlar. Bütün bunlar global bazda hudutların ne kadar korunamaz olduğunu gösteriyor” dedi.
Bugünün gençlerinin geleceği görmekte zorlandıklarını belirten Büyükelçi Ulusoy.
kelamlarına şöyle devam etti:
“Bizler o manada tahminen şanslıydık, hoş bir geleceğe yanlışsız gittiğimizi daima düşünüyorduk.
Artık dünyada bir yanda pandemi, bir yanda ekolojik bozulmalar ile karşılaşılıyor. Dünyanın sonu mu geliyor tartışmaları da yapılıyor. Bence bu kadar karamsar olmaya gerek yok. Sorumluluk sahibi idarelerin oluşumunda devletlerde ve milletlerarası ortamda da buna sahip bir iş birliği ortamının oluşunda siz gençlerin hissesi olacak. Sizler geleceğin yöneticileri olacaksınız. Sizlerin kararlılıkla geleceği düşünerek bizlerden tahminen daha da sorumluluk şuuruyla hareket etmeniz gerekecek. Gençler olarak size böylesine büyük bir yük vermek istemiyorum fakat bizle karşılaştırıldığında bu türlü bir kasvet olduğu ortada. Yılmayacaksınız. En kolay şey yılmak. Global manada bence gelecek sıkıntı ancak ‘geleceği toparlayabiliriz’ diye düşünen gençlere gereksinimimiz var. Onlar da sizlersiniz. Ben hala ekoloji ve salgın başta olmak üzere başka mevzuların da aşılabileceğini düşünüyorum. Kâfi ki beşerler, toplumlar, devlet bir ortaya gelip ortak akıl geliştirebilsinler.”