4 yaşında piyano çalmayı öğrenen 8 yaşındaki Ali ödüle doymuyor

Bu yılın ocak ayında Amerika’da düzenlenen South Florida International Piano Şenlik and Competition yarışında ikincilik mükafatı kazandım. Mart ayında Almanya’da düzenlenen Internationaler Wettbewerb Musikalisches Feuerwerk’in Baden-Württemberg yarışında mutlak birincilik mükafatı kazandım. Almanya’da kazandığım ödül benim için çok değerliydi.

Zira tüm kategorilerin en güzellerine verilen Asoluto Prize mükafatını bu yıl kazanan tek Türk yarışmacı oldum. Daha sonra Belgrad’da düzenlenen Angel Voice müzik yarışında birincilik mükafatı kazandım. Bu yıl Amerika’da iki yarışa katıldım, birincisinde birinci, ikincisinde ikinci oldum.

Son olarak Malta ve Bulgaristan’da katıldığım yarışlarda çeşitli dereceler aldım” dedi.
Planlı yaşadığını ve müziği çok sevdiğini, müziğin hayatının her kısmında var olduğunu belirten küçük deha, Gülsin Onay ve Fazıl Say’ı kendisine örnek aldığını söyledi.
En büyük hayalinin ileride yeterli bir piyanist ve hekim olmak olduğunu belirten Ali, ikisini de layığıyla yapabilmek için çok çalıştığını anlattı.

Anne Öznur Keskin ise, “Ali 4 yaşında piyano çalmaya başladı.
Bebekliğinden bu yana müzik konusunda algıları çok açık bir çocuktu. Biz 6 yaşında eğitime başlatırız diye umuyorduk lakin algıları ileri seviyede olunca erken başlattık.

Konutumuzda ben müzik öğretmeni olduğum için vardı. Ali daha yürümeyi bilmezken piyanonun başından kalkmazdı. Bir müddet sonra Elena öğretmenden eğitim aldırmaya başladık.

Türkiye’de yetenekli çok çocuk var lakin eğitim ve yarış kuralları aileleri zorlayabiliyor. Bu formda yetenekli çocuklara bir düzeyden sonra takviye verilmesi lazım. Zira aile olarak bir mühlet sonra yetemeyebiliyorsunuz.

Maliyeti yüksek bir iş. Bu çocukların yeteneklerinin kıymetlendirilmesi, kâfi takviyenin verilmesi lazım. Ali çok çalışıyor. Düzgün bir piyanist ve bestekar olmasını çok isteriz. O büyük salonlarda oğlumun bir gün benim için çalmasını görmek en büyük hayalim” diye konuştu.

Yetenek avcısı Rus öğretmenin yeni yıldızı Ali
8 yaşında girdiği birçok yarıştan derece ile ayrılan Ali’nin eğitimini uzun vakittir Bursa’da yaşayan Rus piyano öğretmeni Elena Çekiç veriyor.


Tam bir yetenek avcısı olan Çekiç, daha evvel de Suriye asıllı Tambi Asad Cimuk’u genç yaşında dünya çapında muvaffakiyetten muvaffakiyete koşturdu. Elena öğretmen 13 yaşındaki Mert Hakan Şeker’i de keşfedip, kısa müddette genç yeteneğin üç kıtada konser vermesinde büyük rol oynadı.

Mert Hakan Şeker, Amerika, İtalya ve Avustralya’da verdiği konserlerin yanı sıra birçok memleketler arası mükafatın de sahibi oldu.
Rusya’da yaşayan Natalia-Gennadiy Yudin çiftinin tek çocukları olan Elena, 4 yaşında piyano çalmaya başladı.
5 yaşında birinci sefer sahneye çıkan Elena, 10 yıl evvel tatil için geldiği Antalya’da tanıştığı eşi Tarık Çekiç ile evlenerek Bursa’ya yerleşti.

2 çocuk annesi olan Elena Çekiç, piyano satın almak için gittiği müzik konutundan iş teklifi alarak ders vermeye başladı. 11 yılı aşkın müddettir Bursa’daki genç yeteneklerin peşine düşen Elena Çekiç, son olarak 8 yaşındaki Ali’yi muvaffakiyetten muvaffakiyete koşturuyor. Ali ile çalışmanın çok keyifli olduğunu anlatan Çekiç, “Ali mükemmel bir öğrenci.

Hem çok yetenekli hem de çok çalışkan. Geçen sene kolunu kırdı, 6 ay sağ elini kullanamasa da sol eli ile çalıştı. 6 ay boyunca piyanoyu bırakmadı. O vakit ben anladım ki bu çocuk piyanist olur. Ali girdiği her müsabakadan dereceyle döndü.

Bu bizim için büyük memnunluk. Ali evvel âlâ bir insan olsun, eğitimli bir insan olsun. Şu an çok okuyor, çalışıyor, farklı ülkeler görüyor. Farklı fikirleri hayli daha yeterli yorumlar yapıp daha uygun çalacak” dedi.

“Türkiye’deki yetenekler yurt dışına gidiyor”
Türkiye’de çok fazla yetenekli çocuk olduğuna dikkat çeken Elena Çekiç, “Bu kabiliyetli çocukların yüzde 99’u yurt dışına eğitim almaya gidiyor.


Gidenlerin yüzde 50’si de dönmüyor. Bu Türkiye için büyük bir kayıp.

Aileler kendi çocuklarını seviyor, bende 2 çocuğumu çok seviyorum. Fakat aileler daha çocukları çok küçükken onları yıldız yapmak istiyor.

Bunlara gerek yok. Fazla reklam hoş değildir. Çocuk için en değerli şey eğitimdir. Türkiye’de yetenekli çocuk çok var.

Bu çocuklar bizim çocuklarımız, bunlara dayanak vermek lazım. Onlar bizim geleceğimiz” diye konuştu.