42,5354$% 0.07
49,5729€% -0.06
56,7693£% -0.04
5.745,37%-0,12
9.394,00%-0,84
3803331฿%-3.13163
Ankara’nın deprem riski üzerine önemli açıklamalarda bulunan Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Gürol Seyitoğlu, başkent merkezine oldukça yakın noktalarda bulunan üç aktif fay hattına dikkat çekti. Seyitoğlu’nun aktardığına göre bu faylar; Eldivan-Elmadağ Tektonik Kaması, Abdüsselam Tektonik Kaması ve Beypazarı Kör Bindirme Zonu.
Uzman isim, söz konusu fayların diri ve aktif olduğunun altını çizerek, bu yapıların 6,5 ile 7 büyüklüğü arasında depremler üretme potansiyeline sahip olduğunu belirtti. Seyitoğlu, “Bu fayların uzunlukları ve tektonik özellikleri dikkate alındığında, Ankara çevresinde yıkıcı etkiler yaratabilecek bir depremin meydana gelmesi mümkündür” ifadelerini kullandı.
Yerel fayların tek başına bir risk oluşturmadığını, aynı zamanda Türkiye’nin en önemli sismik kuşaklarıyla bağlantılı olduklarını vurgulayan Seyitoğlu, “Ankara’daki bu faylar, Kuzey Anadolu Fayı, Eskişehir Fayı ve Kırıkkale-Erbaa Fay Zonu ile etkileşim içindedir. Dolayısıyla bölgedeki küçük ya da orta ölçekli bir hareket, büyük fay sistemlerini de tetikleme ihtimali taşımaktadır. Bu durum, riskin boyutunu daha da artırmaktadır” dedi.
Deprem riskinin yalnızca jeolojik faktörlerden ibaret olmadığını belirten Prof. Dr. Seyitoğlu, Ankara’daki mevcut yapı stokunun da ciddi bir tehlike barındırdığını söyledi. Özellikle Demetevler bölgesine dikkat çeken uzman, “Herhangi bir teknik inceleme yapmadan dahi bu binaların riskli olduğu açıkça görülebiliyor. Yapıların birçoğu eski, mühendislik hizmeti almadan inşa edilmiş ve olası bir büyük depremde ciddi yıkımlar yaşanabilir” diye konuştu.
Prof. Dr. Seyitoğlu, başkentteki deprem riskine karşı ivedilikle doğru bir strateji geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle yüksek riskli bölgelerde kentsel dönüşüm çalışmalarının hızla başlatılması gerektiğini dile getiren Seyitoğlu, “Bugün alınacak tedbirler, yarın yaşanabilecek felaketin önüne geçebilir. Gecikmeden atılacak adımlar, hem can hem de mal kaybını önemli ölçüde azaltacaktır” şeklinde konuştu.
Uzmanların bu uyarıları, bugüne kadar deprem riski açısından görece güvenli kabul edilen Ankara’nın aslında ciddi bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Jeolojik yapılarla birlikte çarpık kentleşme ve dayanıksız binaların varlığı, başkenti olası bir büyük depreme hazırlıksız hale getiriyor
Nallıhan Yolunda Otomobil ile Karavan Çarpıştı