“Bebek ürünlerindeki mikroplastiklere dikkat”

Uzm. Dr. Akif Çelik, “Bebek ve çocuklar için kullanılan plastik eserlerden kopan ve aşınan parçacıklar, sentetik dokumalardan kopan lifler, araç lastiği döküntüleri ve çeşitli plastik partiküller ikincil mikroplastiklere örnektir. Bebeklerin dışkılarında plastik bulunması şaşırtan değildir. Zira biberon, giysi, oyuncak üzere materyallerin hepsinde, bebeklerin etrafındaki her şey plastikle yapılmaktadır” dedi.

Çamlıca Medipol Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Akif Çelik, bebek ve çocuk eserlerindeki nanoplastiğe ait açıklamalarda bulundu.

Uzm. Dr. Çelik, dokuma gereçlerinde ve makyajda kullanılan simlerin birincil mikroplastiklere örnek olduğunu belirterek, “İkincil mikroplastikler ise büyük plastiklerin vakitle parçalanarak 5 mm’den küçük boyutlara ufalanmasıyla oluşur. İkincil mikroplastiklere örnek; bebek ve çocuklar için kullanılan plastik eserlerden kopan ve aşınan parçacıklar, sentetik dokumalardan kopan lifler, araç lastiği döküntüleri ve çeşitli plastik partiküllerdir. Nanoplastikler de 1 nm – 1 m ortası büyüklükteki plastik parçacıklardır. Nanoplastikler çok küçük boyutlarda oldukları için hücre duvarından geçebilir ve bağırsaklarımızdan emilebilir. Nanoplastikler günlük hayatta sıkça kullanılan besin gereçlerinden insan bedenine geçebilir” dedi.

“Bebek eserlerinde TSE evraklı olanı tercih edin”
Uzm.


Dr. Çelik, bebek ve çocukların mikroplastikler ve nanoplastiklerle daha sık karşılaştığını tabir ederek, şu ihtarlarda bulundu: “Bebeklerin dışkılarında plastik bulunması şaşırtan değildir. Zira biberon, giysiler, oyuncaklar, tabaklar, çocuk bezleri üzere materyallerin hepsinde, yani bebeklerin etrafındaki her şey plastikle yapılmaktadır. Bunlara dokunan bebeklerde sıklıkla ellerini ağızlarına götürür hatta bu eşyaları ısırır ve kopan gözle görünmeyen mikroplastiklere maruz kalmış olur. Bu nedenle bu tip eserleri alırken kontrolünün olduğu TSE dokümanlı eserler tercih etmeliyiz ve deforme olmuş eskimiş eserleri kullanmamalıyız”.