Türkiye’nin birinci Dijital Hemşirelik Kongresi düzenlendi
Kongrenin açılış merasiminde, İSÜ Mütevelli Heyeti Lideri Dr. Muharrem Usta, birincisini gerçekleştirdikleri Dijital Hemşirelik Kongresi’nin, dijital dönüşümün, sıhhat bölümünün değerli paydaşlarından biri olan hemşirelikteki tesirlerinin ele alınması bakımından kıymetli bir eksikliği gidereceğine inandıklarını belirterek; “Dijital sözünü kullanmaya başladığımızda gözümüzün önüne getirmemiz gerekenlerden birincisi data, ikincisi yazılımlar ve algoritmalar. Bizim her devir dönüp dolaşacağımız şey datalar olacaktır. Tıp kişisel olduğuna nazaran datalarında kişisele gerçek ilerlemesi gerekir. Dijital yerküre hepinize öncelikle şunu sundu: ‘Hidrokarbon yataklarından daha kıymetli bir şey velev misiniz?’ Dijitale dair bir şey konuşuyorsak, datanın bilinmediği bölgede hiçbir şey tabir etmez. Hemşirelerimizin, hekimlerimizin bunun bilincinde olması gerekiyor. Yapay zekâ yerküresinde hangi datalara muhtaçlığımız olduğunu bilip, buna nazaran bir birikim yapmalıyız. Bu sebeple sistemin geliştiricisi olmamız büyük değere sahip. Tarih, yeni yerküreye form verenleri yazacaktır.” dedi. Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Kılıç ise, ömrün en küçük yapı taşının ortam değil, enformasyon olduğunu vurgulayarak; “Herhangi bir yeni malumat paradigması yeni bir kültür geliştirmektedir. Kültürleri esas yaratanlar; bilim insanlarıdır. Beyin yaşam yaratan bir organdır. Bunu tümevarım ve tümdengelim olmak üzere iki yöntemle ele alabiliriz.Hiçbir şey tek başına anlamlı değildir. Özgür irade yoktur onun yerine bağımlı olmak vardır. Bütünü anlayabilmek için parçayı anlayabilmek önemli değildir. Bilgi işleyen her sistem kendine ait bir zeka oluşturur. Yeni uygarlıkta çalışma ve zeki olmanın yanı sıra iki yeni özellik görürüz; yaratıcılık ve iyilik.” dedi. Aynı kafa tasında iki farklı zihin olduğundan da bahseden Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı: “En yetkin bilgi işleyen sistem beyin değil yaşamın kendisidir. Zihnimizde bilgi enformasyon ırmağı şeklinde akar. Bizim zihinsel yapımız aynı yapı içinde yıkanamaz çünkü nöronlar birbirini her zaman yeniler. Her şey içinde bulunduğu ağ ile anlamlıdır. Hiçbir şey tek başına anlamlı değildir, bağlantısal bir bütünsellik vardır ve bu yeni bir kültür doğurur. Parça değil parçaların birbirleriyle olan bağlantısallığı önemlidir. Bu bize yeni kültürler verir. Yaşam iç içe varlık bulan bir kodlar bütünüdür. Bilgi; içinde bulunduğu sistemden bağımsızdır. Her birimiz kendimizi bir yaprak gibi eşsiz hissederiz. “Orman yaprak için ya da yaprak orman için var olmaz. Yani yaşam insan içindir” Kongre konuşmacılarından İstinye Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neriman Akyolcu ise, doğru zamanda doğru insana doğru bilgiyle yaklaşmak için bilişim ve teknolojiden yararlanmanın önemine dikkat çekerek; “Bilim ve bakım girişimlerini bütünleştirerek bakımı böyle sürdürmeliyiz. Karşımızdakinin insan olduğunu unutmamalıyız. Bakımın odağı insandır.” dedi. Kongrede ayrıca, Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Yurdanur Dikmen, “Hemşirelik Eğitiminde Yenilikçilik Teknolojilerin Kullanılması ile Yeterlilik Kazandırma” konulu bir konuşma yaptı.