İnsanoğlunu eşref-i mahlukat olarak yaratan hazreti Allah bazı kavimleri aşırı tutumlarından dolayı lanetli kılmıştır. Tarihde bir çok örneği bulunan bu kavimlerden İsrailoğullarının günümüzde de zulmüne devam etmesi diğer geçmiş kavimlerden ayrı bir incelemeye tabi tutulmasını gerektirmektedir. Bahsi geçen kavim (İsrailoğulları) geçmişinde peygamber katliamları gerçekleştirmiş, yakın tarihdeki kuruluş sürecindede mazlum Filistin halkına karşı işgal,ambargo ve etnik temizlik gibi insanlık dışı bir tutum içine girmiştir. Hazret-i Allah’ın gönderdiği peygamberi şehit etmekten dahi geri durmayan bu kavim, öz yurdunda Filistin halkını azınlık durumuna düşürmüş, bütün semavi dinlerde kutsal sayılan Mescid-i Aksayı abluka altına alarak özellikle müslüman dünyasına karşı pasifikasyon politikası içerisinde hareket etmiştir.
Yahudiler özellikle 19.yüzyılın ikinci yarısında İsrail devletini kurmak için çalışmalara başladılar. Başta İngiltere olmak üzere diğer emperyalist güçler küfrün her zaman İslama karşı birleşmeye meyilli olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdiler. Tarih kadar eski olan İsrail devletini kurma hayali Osmanlı’mızın en zor zamanlarından olarak nitelendirebileceğimiz Sultan Abdülhamid zamanında ayyuka çıkmış, hatta zat-ı şahaneden Filistin arazisinden toprak talebinde bulunacak kadar küstahlaşmışlardır.
Osmanlı devleti zamanında faaliyetlerini gizliden yöneten bu Yahudi locaları taabiiyetin Osmanlı’dan çıkmasından sonra adeta öksüz kalan Filistin topraklarına karşı kitlesel göçler gerçekleştirerek bölge halkını zamanla azınlık haline getirmişlerdir. Günümüzde % 75 ‘lere kadar varan yahudi nufüs oranı ile bölgede demografik üstünlüğü ele geçirmiştir.
Hazret-i Allah bu peygamber katliamları yapan, üç büyük inanışın en büyük ibadethanesi sayılan mescidi amborga altına alan, bu ırk’ın özelliklerine Kuran-ı keriminde şu ifadelerde yer vermektedir : (Yahudilerin yaptıkları zulüm ve birçok kimseyi Allah yolundan alıkoymaları, kendilerine yasaklanmış olduğu halde faiz almaları, insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle önceden kendilerine helal kılınmış temiz ve hoş şeyleri onlara haram kıldık.İçlerinden inkar edenlere de acı bir azap hazırladık. )
Yakın zamanlarda ‘’Mavi Marmara baskını’’ olarak dünya siyasi literatürüne giren acı hadise bizlere İsrail’in bir terör devleti olduğu yargısını vermektedir. Amaçları sadece mazlum Filistin halkına insani yardım götürmek olan 560 vatandaşımız İsrail askerlerinin baskınına maruz kalmış, içlerinden 9 Türk aktivist hayata veda etmiştir.
İsrail o tarihten beri özür dilemek şöyle dursun küstahça yaptığı baskınının haklılığını savunmuştur. Elbetteki dilenen özür vefat eden vatandaşlarımızın yaşamlarını, Türkiye’nin sarsılan prestijini geri getirmeyecektir. Velhasıl öyle de olmuştur.
Bugün dünyada emperyalist güçlerin elinde oyuncak haline gelen BM mazluma yapılan zulmü kınamaktan öte bir faaliyet gösterememiş, İsrailin Filistine, ABD nin Afganistana Irak’a, yaptıklarını seyrederek, islam düşmanlığı kardeşliğinin günümüzdeki ve geçmişteki en iyi(!) örneği olmuştur. Tarihinde Theodor Herlz,Ariel Şaron gibi kan emici yöneticilere sahip olan İsrail devleti asırlarca müslüman yurdu olan Filistin’i zapt etmiş, bölge müslümanlarının yaşamını Gazze şeridi ile sınırlı kılıp onları sindirerek kendisini ortadoğunun tek hakimi(!) ilan etmekle son derece adi bir tutum segilemiştir.
Evvelki yazıda da belirttiğim üzere İslam dünyası dağılıp parçalanmış, harici düşmanlarına nefesi yetemez olmuştur.
Ancak dünya’daki emperyalist güçler her fırsatta ortak bir tutum izleyerek her zaman İslamın ve müslümanların karşısında olmuşlardır. Bu yargıya ABD’nin, İsrail’in,İngiltere’nin belli uydurma sebeplerle müslüman memleketlere işgal amacıyla girmeleri ve ağır tahribatlarla o memleketleri tarumar etmeleri sonucu, amacı dünya barışı sağlamak olan kuruluşların dilsiz şeytan kesilmeleri örnek olarak gösterilebilir.
Son olarak sırf menfaat çatışmasından dolayı birbirine ağır beddualar ederek hasmının kahrolmasını isteyen, müslüman olduğu halde birliklerinin bozulmasını arzu eden insanların aynı bedduaları bu emperyalist güçler için yapmaları, hiç değilse müslüman kardeşleri için dualarını eksik etmemeleri temenni olunur.
SEFA AYDOĞDU