Bir başkadır Nallıhan’da ramazan, davulcunun sesi ve manisiyle uyanırdık. Çocukken Nallıhan sokaklarında…
Tellal Mehmet Çavuş ilçenin duyuru ve ilanlarını yapardı. Aynı zamanda Tellal Mehmet Çavuş iyi bir kadayıf ustasıydı. Kendisinin Ramazan ayında yaptığı kadayıflar Nallıhan’da yok satardı.
Çocukluğumuzun ramazanı unutulmazdı. Sahura kalkmak ister kaldırılmayınca üzülürdük. Su deposundan atılan topun merakı içindeydik.
Gidip yaşlı Belediye görevlisinin topu nasıl ateşlediğini görür, evlerimize koşarak iftar yemeğine yetişmenin telaşı ile kan ter içinde kalırdık. Bir başkaydı Nallıhan’da teravih telaşı.
Çocuk aklımızla hep birlikte mahallede toplanıp uzun teravih namazına Merkez Nasuh Paşa camisinin üst katına toplanırdık.
Çünkü cami cemaatinden aksi hacı amcalar namazda gülen çocukları azarlar. Belki de camiden kovarlardı. Üstelik bunu meziyet veya sevap zannederlerdi. Oysa Peygamberimizin sünnetlerini hiç bilmezlerdi. Çocukların camiye alıştırılmasından çok soğutmayı tercih ederlerdi.
Şeytan bu ya hep te camiye gelen çocukları gıdıklar biri güldü mü hepimiz gülerdik. Teravihten sonra Nallıhan çay ocakları dolar günün yorgunluğu çayla ve sohbetle sigara ile atılır. Sahura hazırlıklar başlardı.
Ramazanlarda davul çalınması tarihi bir mirasımız. Korunması gerektiğine ben de inanıyorum. Ancak neden gereği gibi önemsenmez, neden belediyeler her yıl ramazan davulcularını seçmeyle belirlemez, neden bu seçmelerde mani okuma, davulu usulünce, ustaca çalma zorunlulukları konmaz da ramazan davulculuğu bir işkence aracı haline getirilir, anlamak mümkün değil!
Yıllar geçtikçe evlerimiz modernleşmiş, otomobillerimiz, plazma televizyonlarımız, görüntülü cep telefonlarımız olmuştu ama eski ramazanların tadını bulamaz olmuştuk.
Bizler 60’lı 70’li yıllarda çok daha zarif ve naif bir dünyanın içindeydik. Paramız fazla değildi ama kanaatkârdık, etrafımıza saygılıydık. Ve en önemlisi paraya tapmıyorduk. Amaç, ne yaparsan yap para kazan değil, ne yaparsan yap ama en iyisini yap mantığı üzerine kuruluydu.
Çünkü bizler, o yılların çocukları, bu ülkeyi kuran onurlu, namuslu, tevekkül sahibi, dürüst insanlardan, çok şeyler öğrenmiştik…
Komşuluk, dostluk o dönemlerde çok güzeldi. İftar sofraları fakiri garibanı gözetirdi. Laf olsun diye zengin sofraları kurulmazdı. Menfaat arka plandaydı.
Şimdi her şey gösteriş olmuş. Zengin şımarmış. Fakir gururlanmış. İnsanlar bir tuhaf olmuş. Zekat vermek azalmış. Vermek istesen kime vereceğini bulamıyorsun. Adam fakir ama cep telefonu zenginlerin almayacağı kadar pahalı.
Temennilerime gelince eskisi gibi Nallıhan halkı olarak birlik ve beraberlik içinde ramazanı ve bayramları yaşamak. Nallıhan için güzel hizmetler yapmak.
Tüm Nallıhan halkı ve gurbette yaşayan Nallıhan’lıların mübarek ramazanını tebrik ederim, selam ve sevgilerimle. BİR SEVDADIR NALLIHAN...
Tel: 0 553 643 23 69 Taner DEMİR
Email tan1er1@hotmail.com