Nallıhan’da Bir Zamanlar Bayramda Çocuk Oyunları
Yıllar yıllar önce dedemiz,ebemiz,babamız,anamız vardı.Biz onların yaşadığı yıllarda çocuktuk.En içten sevilir,en çok hoş görüldüğümüz yıllardı. O yıllarda bayramlarda bir başka olurdu. Handan,ailemizin tüm erkek çocuklarına genellikle tek tip elbise alınırdı.Elbise bir pantolon,enteri,naylon ayakkabı.Anam mın ördüğü süveter,naylon çorap,iç çamaşırı olarak bezden dokunan dizlik ve göynek olurdu.Bu giysileri bohça yaparlar akşamdan yatağımızın yanına koyarlardı. Bize de erken yatın ki sabah erken kalkarsınız deyip erkenden yatırırlardı.
Sabah namazı kalktığımızda evin içinin sabun kokusu ile dolduğunu görürdük.Anamda,babamda mis gibi sabun kokardı.İnanmayacaksınız ama yaşlı ebem ve dedemde ikisi de sabun kokardı.
Köy meydanında büyük bir su depolu köy çeşmesi vardı.Tüm köylü içeceği,temizlikte kullandığı suyu o çeşmeden alırdı.Banyo suyunu da.Her sabah şarlaktan akan fazla su bayram günü akmaz olurdu.Bize erken uyutan büyüklerimizin tamamı biz uyuduktan sonra bayram yaptıklarını yıllar sonra anca çözdüm.
Kalkar kalkmaz anam beni de gözenek te saf beyaz sabun ile yıkar,bayramlık elbiselerimi giydirirdi. Sabah namazı dedem camiye gidip gelmediği için ben babanla bayram namazına giderdim.Camide minberin dibinde dedem otururdu.Herkes aileçek bayram namazına gelirdi.Hoca Hasmilin oğlu idi.Bayram namazı yılda iki kere kılındığı için nasıl kılınacağını anlatırdı. Sarı Hasan'ın oğlu 9 tekbir iki rekat bayram namazına hazrolun,uyun inana gameti ile bayram namazı başlamış olurdu.
Bayram namazı bittikten sonra dışarıda bayramlaşma başlardı. Herkesin camiden çıkması beklenir,en yaşlı ve topal olan dedem Ali ağa camiden çıkar sıranın en başına o geçerdi.Ondan sonra Hoca,Arap Hasan,Halmustufa,Curu Amcam,Kör oğlan,Koc Mustafa,Ömerçik,Kösenin oğlu,dozer,Hasan amcam,Saffet aga,Arifçik,koca buvam,Halıcığin Aliçiği,Durmuş Ali,Çavuş Ali,Selehattin ancam,Maça,Buvam,Cavuş Hasan,Sarahasanın Mustafa,Bahri,Üsün amcam,Deli muftafa,Enişte 46,Halçıkların Hasan,Ali,Necati,Avni Amcam,Yunus,bunlar sıranın önünde olanlardı. Dedem en başta çamın dibine dikilirdi.Kendi aralarında Gecen bayram şurada Yapçık vardı,ondan sora Sarı Hasan vardı diyerek ölen arkadaşlarına anarlardı.Aslında bayramda bayramlaşırken yaptıkları sıra ölüm sırası idi.O sırada yaşlılar sıra sıra,gençler ara sıra ölüm yolculuğuna çıkardı.Şimdi bakıyorum da ölüm sırasının ortasına kadar ölüm herkesi götürmüş.
Cami de bayramlaşma faslı bittiğinde hep beraber eve gelirdik.Bu sefer dedem yine sıranın başında olur,onun yanına ebem dikilir bu sefer bayramlaşma faslı evde devam ederdi.Büyükler hepimize bayram harçlıklarına verirdi.Tüm aile hep birlikte sabah kahvaltısı ederdik.
Birde bayramların Yörüklerde bir başka özelliği de senede 4 gün Ağanın çoban,Bekarın ve çobanın ağa olduğu zamandı.O ğün ağa Davara yada yapacak işe yapar çoban ve Bekar bayram yapardı. 23 Nisan Çocuk bayramında yapılan ta o zaman yapılırdı. Dedem Kuzum Ağa olmak Bayramda çobanlık yapmak,kışın yoğurt yemektir derdi.
Tüm çocuklar evde kahvaltısına yaptıktan sonra ,bezden analarının yapmış olduğu keseye alır köyde kapı kapı gezer şeker toplardık. Topladıkları şekerleri kalite sırasına göre yerdik.
Bütün çocuklar iki gün sınırsız bir oyun oynama hakkına startına vermiş olurduk.
Şimdiki çocukların aldıkları oyuncakları var. Bizim ise yaptığımız oyuncaklarımız olurdu.
Çam ağacından kestiğimiz 4 teker,meşe ağacından yaptığımız,2 dingil,küçül bir tahta,bir nal,10 kadarda çivimiz olduğunda araba malzemeleri hazır,gerisi hepimizin ustalığına kalmış olurdu.
Köyde her çocuğun mutlaka bir tahta arabası vardı..Araba daha hızlı gitsin diye tekerleklere yağ ve yoğurt,çok ses çıkarsın diye de kömür sürerdik.
Her çocuk arabasını alır,hepsi kendisine yarış pilotu zannederdi.
Kaşın düzüne,Ömerciğin harmanına zerdelinin dibine çıkardık.Herkes arabasını biner start verirdik. Bir yarış başlardı.
Yapçıkların duduna gelmeden tatlı bir viraj vardı.Virajda mutlaka devrilen olurdu.Virajdan devrilmeden geçenler,yapcıkların ve koca Mustafa nın evinin arasından geçer,dozerin evinin yanından,maçının ve İdrisciğin evinin arasından,Halmustafanın evinin önüne çıkardık. Çeşmenin yanından geçer,caminin önünden,curuların hambarlarına doğru döner,halçıkların iki evinin arasından ta aşağı pınara inerdik.
Birinci gelen sevinir,arabaları sırtlar yine gaşın düzüne çıkardık.Bu oyun öylene kadar devam ederdi.
Öglen herkes açıkmış olurdu.Ama eve gidip yemek yemek yok.
Her Çocuk elinde bir bazlama,bazlamanın üzerine ya yoğur sürer yada bulama,odanın önüne gelirdi.Ama odanın önünde bütün çocukları iki bela beklerdi.Bunlardan biri Hasan onbaşıların Şerafettin,diğeride yine Hasan onbaşıların Koca Mustafanın dişi bir köpeği vardı adıda Turist o beklerdi. Şerafettin elimizdeki ekmeği alır,üzerindeki yoğurdu,bulamayı yalar ekmeği atardı.
Turit te Şerefattinin attığı ekmekleri toplardı.İkisinin gizli bir ortaklığı vardı.
Halçıkların Kadir ile Ertan kesin oluğa kaçarlardı.Tayirciğin Turan odanın önündeki küngülerin içine bayramlığı ile yatar bizim araba binmemize engel olurdu. Babasına soranlara adadillaya gitti derdi.Köse Mehmet her bayram eşekten düşer yaralanırdı. Bunlar bayram klasikleri idi.
Öğlenden sonra kendi yaptığımız uzun bir ağaç,ortası hafif oyuk,iki ucuna birer kişi biner biri aşağıya inerken diğeri yukarıya çıkar. Biz bu oyuna gıncırdak derdik.
Met oyunu oynar,akşam üzeride kesin uzun eşek oynardık.
Hava karardığında ise küt,küt oyununa oynardık.Küt küt için patlat bir top yeter.Sayarak ebe seçerdik.Topa yuvarlak bir dairenin içine yerleştirir hızlıca vururduk.Ebe topu gittiği yerden getirir tekrar dairenin içine koyar bu sırda diğer oyuncular saklanırdı.Ebe saklanan oyuncuların tamamına bulmak zorunda idi.Bulamadığı bir oyuncu daire içindeki topu ebe söbelemeden vurursa oyun yeniden başlardı.Bu kalabalıkta ebenin işi gerçekten çok zordu.Topa vururken oyuncular saklansın diye vuran kişi küt,küt diye bağırdığı için oyunun adı da küt,küt dü.
Yarın iki köy bayram yapacak. Hamdi kaleci,cebik sağ bek,Badı Memet santırafor bak eğlenceyi.
Bayramın ikinci gün sabah kalkılır. Köyün en kuvvetli eşeğine heybe ardılır. Bir saan kapağı,birinin elinde yağdanlık herkes gücüne ve imkanına göre bir kapak bulgur,yağdanlığı da yağ verir. Toplanan bulgur ve yağ o yıl hangi mahallede bayram yapılacaksa malzemeler o köye götürülür.Büyük büyük kazanlarda bayram pilavı pişirilir.Herkes evinden getirdiği yufka ile pişirilen pilavlar yenir.
Bayramın olmazsa olamazı köyler arası futbol maçlarıdır.Her bayram mutlaka maç yapılır.Maçlar derbi havasında geçer.
Bizim köyün takımı.
1 numara kalede Hamdi
2 Numara sağ bek,cebik İsmail
3 numara sol bek Halçıkların Ali
4 Numara 46 Mehmet
5 Numara,İsmail Hakkı
6 Numara Dozer Mustafa
7 Numara Maça Hasan
8 Numara Helikopter Hüseyin
9 numara,Kambur Hasan
10 numara Badı Mehmet
11 numara Macır Fayık,
Yedekler,yedek
kaleci Kör Selfet
Halçıkların Hasan
Tilki Mehmet
Sarıhasnın Mustafa
Yapçıkların İlyas
Curuların Hüseyin.
Takımın Antronörü
Bedel Ali
Takımın Masörü,Saffet ağa
Takımın Amigosu sürekli olarak davul çalan Durmuş Ali
Güvenlik sorumlusu Ahmet Çavuş, Osmancık
Top toplayıcı,Nazım,Tayirçik,Kara Mehmet
Futbol sorumlusu Hasan ağa
Takımın Başkanı Ali Ağa
Bu takım efsaneydi.103 gol atan Fener gibiydi.
Hamdi,Şumaher,
Sağ bek Cebik Arap İsmail,
Sol bek Halçıkların Ali Semih,
Göbekte oynayan Dozer Mustafa Kemalettin gibi kuvvetli idi.
Helikopter Hüseyin Rıdvan kadar hızlı,
Maça Hasan Gerson gibi Atletikti.
Kambur Hasan kuvveti,
Macır Fayıkın hızı meşhurdu.
Bu forvet içinde Badı Mehmet bile gol kralı olmuştu.
Gol olduğun da Nası deptip derlerdi.
Alan,Tekke,Kulu,Solaklar,Süleler,Ermenek hepsi 5 olur giderdi.
Hey gidi günler.Ölenlere Allah rahmet eylesin,mekanları Cennet olsun,sağ olanlara uzun ömür versin.Maç bitimi Bayramda biterdi.
Kurbanda görüşürüz.
İsmail Biçer
Nallihanhaber.com