Nallıhan iğne oyasını Eskişehir'e taşıdı. Detaylar haberimizde. Eskişehir’de Seyyid Battal Gazi Külliyesi ve Türbesi önünde el sanatları sergisi açan ev hanımları, hem türbeye renk katıyor hem de evlerine destek oluyor.

Nallıhanlı Gülay Yüksel'in iğne oyası ekmek kapısı oldu

13 yıldır el işi ürünlerle uğraştığını söyleyen Gülay Yüksel, pandemiden olumsuz etkilendiklerini fakat ilerleyen zamanlarda işlerinin düzeleceğini kaydetti. Seyyid Battal Gazi Külliyesi ve Türbesi’ne renk kattıklarını söyleyen Yüksel, şu şekilde konuştu: “Bir karşı komşumun sebebi ile buraya başladım. Güzel oldu. Aileme katkıda bulunuyorum burada. Daha çok el işçiliği bebekler, takılar, ağırlıkta. Tabi pandemiden dolayı biraz etkilendiğimiz için biraz az ürünlerimiz ama önümüzdeki sezonda daha güzel şeyler olacak inşallah. Çoğunu kendimiz yapıyoruz. Ben Ankara Nallıhanlı olduğum için zaten el işçiliğine yatkınlığım var. İğne oyası Nallıhan’da çok meşhur. Böyle bir şeye başladık ve 13 yıldır da yapıyoruz. Çoğu ziyaretçimiz buraya renk kattığımızı düşünüyor. Güzel oluyor. Buraya neşe, renk ve canlılık katıyoruz diye düşünüyorum. Ev hanımları olarak böyle bir iş gerçekten bulunmaz bir nimet. Herkes bence değerlendirsin ve bir şeyler yapmaya çalışsın.” Seyitgazi ilçesinde bulunan Seyyid Battal Gazi Külliyesi ve Türbesi’ne gelen ziyaretçilere el emeğiyle yaptıkları camdan kolyeleri, takıları, örgü bebekleri sergileyen Zehra Soyer ve Gülay Yüksel isimli ev hanımları evlerine de katkı sağlıyor. Müşterilerinden olumlu tepkiler aldıklarını belirten ev hanımları, uzun yıllar türbe önündeki sergilerini açık tutacaklarını söyledi. Pandemiden önce daha çok çeşit ürün yaptıklarını ifade eden kadınlar, pandeminin işlerini biraz sekteye uğrattığını ancak yavaş yavaş düzelmeye başladığını aktardı.

“Bizi burada gördükleri zaman çok iyi karşılanıyoruz”

Seyyid Battal Gazi Külliyesi ve Türbesi önünde yaptığı ürünleri sergileyen Zehra Soyer, cam el sanatını babasından öğrendiğini söyledi. Yaptıkları işten hem kendisinin hem de ziyaretçilerin memnun kaldığını ifade eden Soyer, “Burada ev hanımları olarak, türbemizi değerlendiriyoruz. Gelen ziyaretçilere kendi yaptığımız el emeklerimizi sergiliyoruz. Hem evimize katkıda bulunuyoruz hem de güzel el işleri çıkartıyoruz. Ben doğal taş üzerine çalışıyorum. Doğal taşlardan takı tasarım yapıyorum. Cam kolyeler ve cam takılar yapıp sergiliyorum. Aslında Eskişehir ve çevresi de doğal taş açıdan zengin bir yer. Özellikle kalsedon taşımız, Eskişehir’de Mayıs aylarında çıkıyor. Her taşın bir hikâyesi var. Kalsedon taşı, çok eski zamanlarda 'Kadı taşı' olarak kullanılmış. İnsanlar şifalı olduğunu düşünüyorlar. Tercih ediyorlar. Tabii ki doğal taşlar vücuttaki elektriği alır ve pozitif enerji verir. Topraktan aldıkları minerallere sahipler. Hem görsel açıdan güzeller. Takının yanı sıra süs eşyası olarak da kullanılıyor doğal taşlar. Ben de bunları tanıtıyorum ve bu şekilde sergiliyorum. Birçok doğal taş çeşidi var. Hemen hemen birçoğunu getirmeye çalışıyoruz. Özellikle bizi burada gördükleri zaman çok iyi karşılanıyoruz. Çünkü bir bayan olarak, kendimiz bu şekilde burada durup işimizi yapıyoruz. İnsanlardan güzel tepkiler alıyoruz. Memnun kalıyorlar. Her sene düzenli olarak gelen ziyaretçilerimiz var. Burası manevi değeri yüksek olan bir yer. Herkes memnun karşılıyor” diye konuştu.