ÇOCUKLUĞUMUN YAZI MAHALLESİ
Cezaevi sokağında buharalı bizim bakkalı gördüm. Kapasi kapalı yazısının bir kısmı silinmisti. Ve çocukluğumun gectigi kirada oturduğumuz virane evimizi gördüm. Fotoğraflarını cektim. Viranede olsa benim anılarım olan saraydı o ev. Bahçesini kasalar istila etmisti. Evin onundeki ağaçlar nerdeyse kurumustu. Hiç bir şey eskisi gibi degildi. Eski komşulardan yaşlılar hepsi de yoktu artık bir daha goremeyecektik. Ne sakallı mehmet dede, ne haşim amca, ne deli salim ne şuayip amca, remzi Özcan Amca hepsi göçmüştü bu dünyadan Durmuş amca, münevver teyze, koca fatma teyze, ayakkabıcı saim usta Vasfiye teyze hepsi rahmetli oldu.
Allah rahmet etsin. Koca pınara vardım. Onunda yerinde yeller esiyordu. Bahce duvarı örülmüş beton olmuş heryer...
Cocuklugumda sakarya ilkokulundan çıkınca kocapinara varmadan ziline basıp kactigimiz evi gördüm. Sokaklar bomboş tu. Bizim sokakta top oynadığımız yol asfalt olmuş. Cıvıl cıvıl misket oynadığımız sokakta bir tane bile çocuk yok. Ne bilim bizmi değiştik. Cocuklar mı anlamadım. Sonrada hep nostalji yaziyorsun diyorlar...
Nallihan hayat sahnesi bu simdi keşke komşumuz çöpçü Mustafa amca sağ olsada çıksa yazı mahallesinde eskisi gibi elinde afişle bağırsa,
Yarın saat sekizde yalnızca HAYAT SINEMASINDA..