BİZİM NALLIHAN

Burası Nallıhan Tapduk Emrenin , Bacım Sultanın memleketi Yunusun ayak tozlarının bulaştığı, Sevda ikliminin buram buram koktuğu, Baharda menekşelerin, lalelerin dans ettiği, Leyleklerin misafir olduğu, Anadolu diyarı Saklıkent Nallıhan. Havasının soğuk, insanının sıcak olduğu, Dostluğu, arkadaşlığı Le gacım demesinden anlaşılan, memleket sevdalısı delikanlılarının bol olduğu, Gurbette bulunmaz dostlukların vazgeçilmez kişisi Başkentin uzakta olsa gönüle en yakın olan şirin Nallıhanı burası… Küçük şeylerle mutlu olmayı öğrettiler bizlere ne her gördüğümüzü isterdik. Ne de her istediğimiz olurdu. Ama öyle bunalımlara girip çıkmazdık. Ertesi gün unuturduk. Bir giydiğini bir daha giymemek, önüne konan yemeği beğenmemek ne haddimize. Bunları sorgulayacak kadar zengin değildik. Hani bir kıyafetin miras gibi büyükten küçük kardeşe kaldığı o günlerden bahsediyorum. Sökülenin atılmayıp dikildiği yıprananların yamalarla saklandığı günler. İşte bu yüzden Nallıhan da her Anne iyi bir terzi ve her babada yenilerini alamadığı için biraz buruk olurdu. Ama modayı yine de yakından takip ederdik. Mesela ; ipten kemerlerimiz, çoraplardan eldivenlerimiz vardı. Her bahar papatya toplamak ve çimlerde yuvarlanmak gibi sıradan eğlenceler de edinmiştik. Üstelik pantolonumuzda beliren çimen lekesi için Annemizden yiyeceğimiz azara bile hiç aldırış etmeden. Ama yine de iyi çocuklardık. Ağlayan küçüğümüzü susturmasını da, pazardan gelen büyüklerimizin yüklerini taşımayı da, beraber gülüp, beraber ağlamasını da bilirdik. İstediğimiz bir şeyin olması için sabretmeyi o yokluk günlerinde öğrendik. Önlüklerimiz kapkara da olsa yüreklerimiz bembeyazdı. Hayata bakışımız renkliydi. Önce Vatan sevgisi, Bayrak sevgisi öğretilirdi. Ne Özgecanlar ölür. Ne Asker Polise el kalkardı. Şimdiki Merkez Sakarya ilköğretimin o zamanki havası bir başkaydı sanki. Kulaksız Müdür vardı. Çok korkardık. Sonra Yusuf GÜR müdür oldu. Eski günler ne güzeldi…Kese kağıdı ile fileleri unutamadık. Yerli malı haftası kutlardık. Milli bilinç vardı. Şimdi yerli malı desen herkes birbirinin yüzüne bakar. Artık son model cep telefonları var. Tabletler, Bilgisayar vs. teknoloji alıp başını giderken keşke benliğimizi de alıp götürmeseydi. Her şeye rağmen Nallıhan’ımız için ümit varız. Pazar günü Ankaradaydım. Şehrin kalabalığı, gürültüsü ve insanların kendi umursamaz telaşları beni rahatsız etti. Bir an önce Nallıhan’a dönmek istedim. Belki de Büyük şehirde yaşamak bana göre değildi. şirin ilçemiz Nallıhan’a aracımız yaklaşınca her zamanki huzurum hemen yerine geliverdi. Evet Sevgili Hemşehrilerim işte o yüzden ilçemizin ve sevdiklerimizin kıymetini bilelim. Nallıhan’ımızın tanıtım hizmeti için ; BİR SEVDADIR NALLIHAN sloganı ile….hoşçakalın. Email : tan1er1@hotmail.com Taner DEMİR Tel:0 553 643 23 69