Bağırsak kanserlerinde yüzde 98 doğrulukta erken teşhis sağlanabiliyor
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet İbiş, Dünya Sağlık Örgütü’nün 2018 verilerine göre; cinsiyet ayrımı olmadan akciğer ve meme kanserinden sonra en sık görülen üçüncü kanser türü olduğunu bildirdi. Erken tanı durumunda kaliteli bir yaşamın mümkün olabileceğini bildiren İbiş, “ Bağırsak kanserlerinde taramalarının gaita bazlı testler, kolonoskopik görüntüleme yöntemleri ve radyolojik görüntüleme (bilgisayarlı tomografik kolonografi) ile yapılmakta olduğunu vurguladı.
Bağırsak kanseri teşhisinde erken teşhis ve doğru yöntem seçimi hakkında bilgi veren Medicana International Ankara Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet İbiş, ”Gaita bazlı tarama testleri gaitada hemoglobini saptama esasına göre çalışan testlerdir. Bu testler immünolojik, DNA esaslı veya peroksidaz aktivitesine bağlı olarak çalışmaktadır. Bu testlerin son dönemde kullanılan gelişmiş formları diyet ve ilaç kullanımından etkilenmeden doğru sonuçlar vermektedir. Geçmiş dönemlerde bu yolla yapılan testler alınan gıdalardaki demir içeriğinden etkilenmekte idi. Bu testlerin uygulaması kolay, işleme balı zarar verme olasılığı olmayan ve kolay ulaşılabilir testlerdir. Ancak bu testlerin bir diğer tarama yöntemi olan kolonoskopik görüntüleme yöntemine kıyasla doğru ve güvenilir sonuç verme oranı daha düşüktür.” ifadesini kullandı.
Kolonoskopik inceleme yönteminin ise; gelişmiş sistemler ile tüm bağırsak boyunca ve ince bağırsağın son kısımlarına kadar değerlendirilmesi ile yapıldığını açıklayan Prof. Dr. Mehmet İbiş, “Kolonoskopik işlem ile yapıda gözlenen değişiklik veya şüpheli lezyonlar olması durumunda tanısal amaçlı biyopsi alınması, polip saptanması durumunda ise eş zamanlı biyopsi alınması veya poliplerin aynı seansta tamamen çıkartılması mümkün olmaktadır. Gelişmiş kolonoskopik görüntüleme teknolojileri ile çok küçük lezyonlar dahi saptanmakta ve bu lezyonların değerlendirilmesi mümkün olmaktadır. Son yıllarda ileri endoskopik işlem teknolojileri ile saptanan lezyonların türünü biyopsi dahi almadan %98 doğruluk oranları ile belirlemek mümkün olmaktadır.” açıklamasında bulundu.
Bağırsaklarda bulunan poliplerin, kanserlerin öncüsü olabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Mehmet İbiş “Bağırsak kanserlerinde tarama programları normal bireyler ve ailesel öyküsü olan bireyler için ayrı ayrı planlanmalıdır. Her bir tarama programı kendine özgü farklılıklar ve sonrasında farklı takip programları içermektedir. Tarama programlarında amaç genel olarak hiçbir belirti ve bulgu vermeyen sağlıklı görünen hastaların saptanmasıdır. Yüksek risk grubunda olan bireylerin tarama ve takip programları gastroenteroloji uzmanları tarafından detaylı olarak yapılmalıdır.” uyarısında bulundu.
Bağırsak kanserleri ve polipler arasındaki ilişki
Çoğu bağırsak kanserinin poliplerden köken aldığını vurgulayan Prof. Dr. Mehmet İbiş, “Bu polipler yıllar içerisinde bazı aşamalardan geçerek kansere ilerleme eğilimindedir. Bazı poliplerin kansere dönüşmesi yaklaşık olarak 10 yıllık bir periyotta gerçekleşebilir. Burada belirleyici olan polibin türü, bireyin yaşı, beslenmesi, genetik ve çevresel faktörlerdir. Poliplerin oluşması özellikle yaş ilerledikçe artış göstermektedir. Dünya’da bağırsak kanseri ile ilgili çalışmalar yapan otoritelerinde kabul ettiği gibi, hiçbir şikâyeti olmayan 50 yaş ve sonrasında bireylerde polip taramalarının yapılması oldukça önemlidir” dedi.
Bağırsak kanserlerinde tarama programı kanseri önler mi?
Tarama programlarının iyi yapıldığı ülkelerde erken dönemde tanı konulması ile bağırsak kanserlerine bağlı ölümler önlenmekte ve sağ kalım oranlarının artmakta olduğunu açıklayan Prof. Dr. Mehmet İbiş, “Tarama programı yapılması poliplerin erken dönemde saptanmasını endoskopik tedaviler sayesinde poliplerin kansere ilerleme potansiyellerini ortadan kaldırmaktadır.” açıklamasında bulundu.
Bağırsak kanserleri tarama programlarına ne zaman başlanmalıdır?
Bağırsak kanserleri açısından değerlendirmenin 20 yaş ve üzerindeki riskli hastaların ilk muayeneleri esnasında yapılması gerektiği ifade eden Dr. İbiş, “50 yaş ve üzerindeki riskli hasta grupları dışındaki bireylere ilk muayenelerinde aile öyküsü ve sorgulama ile yapılmalıdır. Bu klinik sorgulamanın şu sorulardan oluşması gerekir: Hastanın kendisinde Bağırsak kanser veya adenomatöz polip öyküsünün olup olmadığı?, Aile bireylerinden birinde Bağırsak kanser veya adenomatöz polip öyküsü var mı? kaç aile bireyinde olduğu, tanı yaşı ve birinci derece aile bireyinde olması durumu sorgulanmalı, aile bireylerinden herhangi birinde Bağırsak kansere neden olan bir genetik sendrom ailesel polipozis sendromları var mı? , inflamatuvar bağırsak hastalığı var mı?, karın bölgesine radyoterapi almış olma durumu veya çocukluk çağı kanser tanısı ve tedavisi alıp almadığı”
İbiş, bu soruların oldukça önemli olduğunu, hastalarda hayat kurtarıcı olabileceğini ve erişkinler için kanser taramasına başlama yaşının ortalama 50 olduğunu uyarısında bulundu.
Bağırsak kanseri teşhisinde erken teşhis ve doğru yöntem seçimi hakkında bilgi veren Medicana International Ankara Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet İbiş, ”Gaita bazlı tarama testleri gaitada hemoglobini saptama esasına göre çalışan testlerdir. Bu testler immünolojik, DNA esaslı veya peroksidaz aktivitesine bağlı olarak çalışmaktadır. Bu testlerin son dönemde kullanılan gelişmiş formları diyet ve ilaç kullanımından etkilenmeden doğru sonuçlar vermektedir. Geçmiş dönemlerde bu yolla yapılan testler alınan gıdalardaki demir içeriğinden etkilenmekte idi. Bu testlerin uygulaması kolay, işleme balı zarar verme olasılığı olmayan ve kolay ulaşılabilir testlerdir. Ancak bu testlerin bir diğer tarama yöntemi olan kolonoskopik görüntüleme yöntemine kıyasla doğru ve güvenilir sonuç verme oranı daha düşüktür.” ifadesini kullandı.
Kolonoskopik inceleme yönteminin ise; gelişmiş sistemler ile tüm bağırsak boyunca ve ince bağırsağın son kısımlarına kadar değerlendirilmesi ile yapıldığını açıklayan Prof. Dr. Mehmet İbiş, “Kolonoskopik işlem ile yapıda gözlenen değişiklik veya şüpheli lezyonlar olması durumunda tanısal amaçlı biyopsi alınması, polip saptanması durumunda ise eş zamanlı biyopsi alınması veya poliplerin aynı seansta tamamen çıkartılması mümkün olmaktadır. Gelişmiş kolonoskopik görüntüleme teknolojileri ile çok küçük lezyonlar dahi saptanmakta ve bu lezyonların değerlendirilmesi mümkün olmaktadır. Son yıllarda ileri endoskopik işlem teknolojileri ile saptanan lezyonların türünü biyopsi dahi almadan %98 doğruluk oranları ile belirlemek mümkün olmaktadır.” açıklamasında bulundu.
Bağırsaklarda bulunan poliplerin, kanserlerin öncüsü olabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Mehmet İbiş “Bağırsak kanserlerinde tarama programları normal bireyler ve ailesel öyküsü olan bireyler için ayrı ayrı planlanmalıdır. Her bir tarama programı kendine özgü farklılıklar ve sonrasında farklı takip programları içermektedir. Tarama programlarında amaç genel olarak hiçbir belirti ve bulgu vermeyen sağlıklı görünen hastaların saptanmasıdır. Yüksek risk grubunda olan bireylerin tarama ve takip programları gastroenteroloji uzmanları tarafından detaylı olarak yapılmalıdır.” uyarısında bulundu.
Bağırsak kanserleri ve polipler arasındaki ilişki
Çoğu bağırsak kanserinin poliplerden köken aldığını vurgulayan Prof. Dr. Mehmet İbiş, “Bu polipler yıllar içerisinde bazı aşamalardan geçerek kansere ilerleme eğilimindedir. Bazı poliplerin kansere dönüşmesi yaklaşık olarak 10 yıllık bir periyotta gerçekleşebilir. Burada belirleyici olan polibin türü, bireyin yaşı, beslenmesi, genetik ve çevresel faktörlerdir. Poliplerin oluşması özellikle yaş ilerledikçe artış göstermektedir. Dünya’da bağırsak kanseri ile ilgili çalışmalar yapan otoritelerinde kabul ettiği gibi, hiçbir şikâyeti olmayan 50 yaş ve sonrasında bireylerde polip taramalarının yapılması oldukça önemlidir” dedi.
Bağırsak kanserlerinde tarama programı kanseri önler mi?
Tarama programlarının iyi yapıldığı ülkelerde erken dönemde tanı konulması ile bağırsak kanserlerine bağlı ölümler önlenmekte ve sağ kalım oranlarının artmakta olduğunu açıklayan Prof. Dr. Mehmet İbiş, “Tarama programı yapılması poliplerin erken dönemde saptanmasını endoskopik tedaviler sayesinde poliplerin kansere ilerleme potansiyellerini ortadan kaldırmaktadır.” açıklamasında bulundu.
Bağırsak kanserleri tarama programlarına ne zaman başlanmalıdır?
Bağırsak kanserleri açısından değerlendirmenin 20 yaş ve üzerindeki riskli hastaların ilk muayeneleri esnasında yapılması gerektiği ifade eden Dr. İbiş, “50 yaş ve üzerindeki riskli hasta grupları dışındaki bireylere ilk muayenelerinde aile öyküsü ve sorgulama ile yapılmalıdır. Bu klinik sorgulamanın şu sorulardan oluşması gerekir: Hastanın kendisinde Bağırsak kanser veya adenomatöz polip öyküsünün olup olmadığı?, Aile bireylerinden birinde Bağırsak kanser veya adenomatöz polip öyküsü var mı? kaç aile bireyinde olduğu, tanı yaşı ve birinci derece aile bireyinde olması durumu sorgulanmalı, aile bireylerinden herhangi birinde Bağırsak kansere neden olan bir genetik sendrom ailesel polipozis sendromları var mı? , inflamatuvar bağırsak hastalığı var mı?, karın bölgesine radyoterapi almış olma durumu veya çocukluk çağı kanser tanısı ve tedavisi alıp almadığı”
İbiş, bu soruların oldukça önemli olduğunu, hastalarda hayat kurtarıcı olabileceğini ve erişkinler için kanser taramasına başlama yaşının ortalama 50 olduğunu uyarısında bulundu.