AYAKKABICI NURETTİN AMCA

AYAKKABICI NURETTİN  AMCA

   

      Bizim çocukluk zamanımızda Nallıhan'da fazla ayakkabıcı dükkanı yoktu. Ayakkabılarımızı Nurettin amca’dan alırdık. Ayakkabıcı Nurettin amca  Nallıhan’ın sayılı esnaflarından birisi olmakla birlikte hayata sıfırdan başlamıştı.

      Bir yemenici çırağı olarak hayata atılmıştı. Güvercin peşinde koşmaktan ilk okulu bile bitirememiş, öğretmenine kızınca okulu da  bırakmıştı. Yemenici çıraklığı yaparken bir usta ve bir sürü çırak karınlarını bile zor doyuruyorlardı. Nurettin Usta bu işin böyle olmayacağını anlayınca Çıraklığı bıraktı. Artık yamacılık yapacaktı. Kiraladığı bir atla köy köy dolaşıp yemeni, çarık tamiri yapıyordu. Köy odalarında kalıyor, köylünün getirdikleriyle idare ediyor ve kazandığı üç beş kuruş ile emeği karşılığı verilen buğday ve arpayı biriktiriyordu.

 

    17 yaşında evlendi.

 

18 yaşında çocuk sahibi oldu. Askerden geldikten sonra yamacılık yapmaya devam etti. Küçük bir dükkan kiraladı. Yıllar sonra Sarıyar barajındaki hava körüğü tamir işinden çok para kazandı. Eski araba lastiklerinden çarık yapmaya başladı. Bütün çobanlar müşterisi oldu. Çarşıda bir arsa alıp iki katlı dükkan yaptı. Artık ayakkabı alıp satmaya başlamış, Nallıhan’da müşterisi çoğalmıştı. Ayakkabıcı Nurettin usta Nallıhan’da çok seviliyordu. Dükkanında kara lastikten tut, her çeşit ayakkabı bulunurdu.  Ayakkabıcı Nurettin amca girişimci bir esnaftı. Ankara’dan İstanbul’dan mal getirir çeşide önem verirdi. Komşu ilçeler Seben ve Mihalıçcık pazarına sergi açar, ilçe panayırlarını gezerdi. Bir gün Göynük panayırına götürdüğü 30 çuval kara lastikleri aynı gün öğleye kadar satıp dönmüştü. Bizim çocukluk yıllarımızın geçtiği Kocapınarın karşısına ikiz güzel bir ev yaptırmıştı. Bizim okul yıllarımızda okuldan çıkınca yazı mahallesi yolumuzu bağlayan eski benzinliklerin yanındaki köprüyü Nurettin amcanın yaptırdığını duymuştum. Yokluğun ne demek olduğunu kendisi çok iyi bilen bir esnaftı. Köylü çocuklarına yaptığı yardımları duymuştuk. Ayakkabıcı Nurettin  amca tırnaklarıyla kazıdığı başarılı öyküsünün arkasında İyi niyetli , çalışkan, dürüst bir esnaftı. Her ne kadar öğretmenine kızıp okula bıraksa da iki oğlunu okutup öğretmen olmalarını sağlamıştı.

   Kendisi de ayakkabı dükkanında çalışıp didinirken artık yorulmuştu. Dükkanı az bir fiyata devredip, Kocapınar’ın karşısındaki evinin bahçesine ve çocukken doyamadığı güvercinlerine vakit ayırmak istemişti. Daha sonra eşi ile birlikte hac görevini yerine getirdi.

    Gizli tansiyon hastalığı devam ediyordu. Daha sonra kalp yetmezliği, parkinson derken 2010 yılında vefat etti. Ayakkabıcı Nurettin amca, Nallıhan’da bizler her ayakkabı ihtiyacımız oldukça seni hatırlayacağız. Mekanın cennet olsun. Bu vesile ile Nallıhan’a hizmetlerinizi takdir ediyoruz.

 

Sevgili Nallıhan’lılar bundan sonraki haftalarda da yine Nallıhan’ımızın efsane olmuş, iz bırakmış insanlarımızı tanıtıp yad edeceğiz…

 

                                                                  Taner DEMİR